Kaygı, korku, belirsizlik, güvensizlik, öfke, panik... Korona salgınının tüm hızıyla devam ettiği günlerde birbirinin içine geçen duygularımızın bazıları… Salgın krizinin hayatımıza girmesi ile hissettiklerimiz yaşadıklarımız hepimizi başka başka yerlere sürükledi.
Geçtiğimiz yıllarda size biri, gözünüzle göremeyeceğimiz ama tüm Dünya’yı durduracak bir olay yaşayacaksınız deseydi muhtemelen hepimiz saçmalama olur mu öyle bir şey gibi cümlelerle tepki gösterirdik. Hatta söyleyen kişinin de hayal gücü ile dalga geçecektik…
İnsanoğlu, 2020 yılına da yeni umutlarla yeni planlarla girmişti. Fakat düşünemediği gözden kaçırdığı bir şey vardı ve ancak yaşayarak bunu öğrenecekti…
Evren, doğa, tabiat ana, eşitlik, adalet, denge bu kelimeler sizlere neler anlatıyor bilmiyorum ama korona hayatıma girdiğinden beri bana pek çok şey anlattı öğretti.
Şimdi gelin hep birlikte neler yaşıyoruz, hangi yollardan geçiyoruz biraz iç dünyamızda yolculuk yapalım. Görünende hayat durdu, evlerimizden dışarı çıkamıyoruz değil mi?
İşte böyle düşünürsek yaşadığımız bu süreci kendimize yakınlarımıza zindan ederiz… Bu bir son değil bu yeniden doğuş uyanış tam anlamıyla. Tabi bunu fark edebilir ve doğru geçirebilirsek. Bu tüm insanlığa verilmiş bir ikaz bence… Hepimizin hayatında öncelikli olanların sıralaması çok farklıydı ama ortak paydamız hep aynıydı. Herkes doyumsuz şükürsüz ve mutlu görünselerdi iç dünyalarında mutsuzdu. Kendimizi ailemizi düşünmek yerinde dünya telaşına o kadar kaptırmıştık ki en yakınlarımızı hatta hatta kendimizi bile göz ardı ediyorduk. Ocak ayı itibari ile önce Çin de duran hayat sonra tüm dünyayı etkiledi. Ve o kadar enteresan ki insanları ölümle burun buruna getiren virüs çocukluklarımıza dokunmuyordu. Sizce de burada görmemiz gereken bir durum yok mu ?
Gelelim bizlere yaklaşık 40 gündür çok değişik bir deneyim yaşıyoruz. Evet bu bir pandemi evet can kayıplarımız var, hayat durdu ama ben bardağın dolu tarafından bakanlardanım. Tedbirimizi alacağız takdiri yüce yaratana bırakacağız ve alınması gereken mesajları alıp gelecek günlerde ona göre yaşayacağız…
Hani şu ah keşke zaman olsa da bunu yapsaydım dediklerimiz vardır hepimizin içinde, ya da sarılması gereken yaralarımız, ilgilenmemiz gerekenler, yapmaktan keyif alıp da hep yakındığımız zamansızlıktan yapamadığımız tonlarca olay… İşde fırsat her ne kadar kısıtlıda olsa kendimizi yenileyebileceğimiz uzun bir yolculuk. Bu pandemi bitecek ve bittikten sonra umut ederim ki hepimizin hayatında güzel dokunuşlar bırakmış olsun.
Evlerimizde kalıyoruz… Hayat eve sığar diyoruz. Ve bunu derken kendimizi bulmayı seçiyoruz… Özümüze dönüyoruz… Zenginle fakir eşitlendiği, dengenin kurulduğu anlardayız. Evren, tabiat bizlere, siz evinize girin hayatı bize bırakın demedi mi sizce de.
Yıllardır yaşadığım başkentte ilk defa sokağa çıkma kısıtlaması geldiğinde kuş cıvıltılarını şehrin merkezinde duydum… Nasıl bir şaşkınlık ve mutluluktu anlatamam… O anda diyebildiğim tek şey şükürdü… Evet bizler büyük şehirde hep özlemini kurduğumuz kuş seslerini yaşamıştık… Teşekkürler tabiat ana…
Bizler dilimizden şükretsek te kalben şükretmesini unutmuştuk… Dünya da değer vermemiz gereken konuların çok farklı olduğunu görmedik mi… Sağlığımızın, nefes almanın kıymetini anlamadık mı? Sadece dışarı çıkıp özgürce yürüyebilmenin ne kadar güzel olduğunu beklide ilk defa bu kadar iyi anladık…
Sinsi, ciddi, hatta ölümcül olabilen ama ne yazık ki görünmeyen düşmanla karşı karşıyayız. Tüm dengeleri alt üst eden bir süreç yaşıyoruz. Fakat Şemsi Tebriz’in ne demişti bizlere.. 'Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
Bilmiyoruz ki yeni hayatımızın bizlere ne kadar çok mutluluklar getirecek. O yüzden sevgili dostlar bu günlerimizin kıymetini bilelim. Yaşadığımız zor süreci iyi yönetelim ki bu deneyimden de payımıza düşenleri alıp yolumuza yeniliklerle devam edelim…
#EVDEKALTÜRKİYE
Anadolu İzlenimleri Haber Müdürü
Gizem Cengiz