Değişen hayat tarzları, tüketicilerin gıdalardan beklediklerinin ve beslenme/sağlık etkileşimine olan ilginin artmasına neden olmuştur. Son yıllarda insanların sağlık konusuna daha fazla önem vermeye başlamaları ve yaşlı nüfusun sağlıklı kalma konusundaki endişeleri ve artan tıbbi maliyetler, ilaç gibi tıbbi etkisi olan ürünler yerine, doğal ürünlere yönelmeleri ile birlikte fonksiyonel gıda ürünlerinin önemi artmıştır. Tercih edilmeye başlanmasının en önemli nedenlerinden biri de beslenme alışkanlıklarını değiştirmeden daha sağlıklı ürünlere yönelmelerine yardımcı olmasıdır. Bu yönelim, fonksiyonel gıda pazarını büyütmektedir. Bu büyümede hükümet kurumları, sivil toplum örgütleri ve şirketler tarafından artan farkındalık kampanyalarını etkisi de büyüktür. Covid-19 salgını sırasında, endişeleri çoğalan insanların, bağışıklığı artırma veya hastalık direnci sağlama vaadinde bulunan fonksiyonel gıda ürünlerine artan güveni ve ilgisinin önümüzdeki yıllarda pazarı daha da canlandıracağı öngörülüyor.
Fonksiyonel gıda nedir;
Pek çok tanımı yapılmaktadır. Endüstri, üniversite ve devlet temsilcilerinin yer aldığı ortak bir zemin olan ILSI (International Life Sciences Institute / Uluslararası Yaşam Bilimleri Enstitüsü) tarafından benimsenen tanıma göre; Beslenmeye yönelik uygun niteliklerinin yanı sıra, vücudun bir ya da daha fazla hedef işlevini daha sağlıklı ve iyi duruma getirmek ve/veya hastalık riskini azaltmak yoluyla yararlı yönde etkilediği ikna edici bir şekilde ortaya konulabilen gıda ürünü, fonksiyonel olarak nitelendirilebilir. Uluslararası Gıda Bilgi Konseyi Vakfı‘nın (International Food Information Council Foundation–IFIC) tanımı ise çok daha geniş bir bakış açısıyla; Temel beslenme gereksinimlerinin ötesinde yarar sağlayan gıda ve içeceklerdir. Fonksiyonel Gıdaların ortak özellikleri: İlaç, kapsül veya herhangi bir diyet desteği formunda olmamalı, bilim dünyası tarafından etkileri onaylanmış olmalı, içerdiği besin bileşenleri sağlık üzerine olumlu etki göstermeli, doğal olmalı, diyetin bir parçası olarak kontrolsüz tüketimde güvenli olmalı, sağlığa olan faydaları mutlaka bilimsel olarak ispatlanmalı, alerjik etki göstermemeli ve güvenli olmalıdır.
Yapılan çalışmalarda, bilinen besin değerlerinin yanı sıra, bileşimlerine bağlı olarak vücutta ek fizyolojik etkiler gösteren bu gıdaların, çağın önemli hastalıkları olan kardiyovaskülar hastalıkların (KVH), diyabet, kanser ve benzeri pek çok kronik hastalığın önlenmesinde ve geciktirilmesinde rol oynayabileceği belirtilmektedir.
Fonksiyonel gıda bileşenleri, kimyasal yapılarına göre: ısoprenoid türevleri, fenolik maddeler, yağ asitleri/yapısal lipidler, karbonhidrat ve türevleri, amino asit içeren maddeler, probiyotikler, prebiyotikler ve sinbiyotikler, mineraller, spor, enerji ve kilo verme ile ilgili ürünler, genel sağlık ile ilgili ürünler, eklem sağlığı ile ilgili ürünler soğuk algınlığı, grip ve bağışıklık sistemi ile ilgili ürünler, kalp sağlığı ile ilgili ürünler, kemik sağlığı ile ilgili ürünler, kanserden korunma ile ilgili ürünler, şeker hastalığı ile ilgili ürünler, ruh hali ile ilgili ürünler, zihinsel işlevler ile ilgili ürünler olarak sınıflandırılabilirler.
Bağırsak sistemine yerleşerek mikrobiyal dengeyi iyileştiren ve yararlı faaliyette bulunan canlı mikro organizmalara probiyotikler denir. Bunlar, zararlı mikroorganizmalara karsı inhibitör maddeler üreterek (bakteriosinler, organik asitler vb.), besin rekabeti yaparak, tutunmalarını zorlaştırarak, kanserojenik ve mutajenik bileşiklere dönüşebilen toksinleri parçalayarak etkili olurlar. Bunlara ilaveten vücut ve bağışıklık sistemi için yararlı bileşikler (vitaminler, biyoaktif peptitler, imünoglobüler proteinler) üreterek de genel sağlığa faydalı olurlar. Kardiyovasküler hastalık riskini azaltmada ve bağırsak mikro florası kalitesini artırmada etkili Omega-3, yağ asitleri ve probiyotikler gibi fonksiyonel bileşenler, balık yağlarında ve yoğurtta yaygın olarak bulunur.
Sindirilmeden kolona kadar gelebilen ve seçici olarak probiyotiklerin gelişmesini destekleyen maddelere prebiyotik denir. Başlıca prebiyotikler: β-glukan, Fruktooligosakkaritler, Laktuloz, Galaktooligosakkaritler, İzomaltooligosakkaritler, Ksilooligosakkaritler, Soya fasulyesi oligosakkaritleri, Glukooligosakkaritler saytılabilir.
Çayın antioksidan etkili bileşikleri olan polifenoller, soya ununun antioksidan özellikleri, α-Tokoferol ve δ-tokoferol, biberiye (Rosmarinus officinalis L.) yapraklarında rozmarinik asit ve karnozik asit gibi güçlü antioksidanlar bulunmaktadır.
Domatesteki likopen de güçlü bir antioksidandır. Sarımsağın antimikrobiyal, antifungal, antiviral, kolesterol düşürücü, tansiyon düşürücü ve antioksidan etkilerinden özellikle allisinin sorumlu olduğu gösterilmiştir. Ekinezya güçlü bir immüno stimülan olarak bilinmektedir. Lahana, brokoli, karnabahar ve brüksel lahanasının kanser riskini azalttığı belirtilmektedir.
Fonksiyonel gıda üretimi endüstrisi, yukarda bir kısmının yararları verilen bileşenlerini çeşitli formlarda yiyecek ve içecekler olarak tüketime sunulması faaliyetlerini kapsar.
Fonksiyonel Gıda Ekonomisi;
Besleyici ve güçlendirici gıda katkı maddelerine olan artan talebin, tahmin döneminde pazar büyümesini hızlandırması bekleniyor. Pandemiden sonrası, bağışıklığı artırmadaki yararları nedeniyle temel besinlerle güçlendirilmiş fonksiyonel gıdalara olan talep arttı. Ancak, küresel olarak çeşitli ülkelerde uygulanan kilitlenmeler nedeniyle tedarik zinciri kesintiye uğradı ve bu da genel üretimi etkiledi. Şirketler fonksiyonel gıdaları tanıtmak ve çevrimiçi dağıtımlarını genişletmek için titiz ve olumlu pazarlamaya odaklandıkça önümüzdeki yıllarda pazar, önemli büyüme ve hız kazanma potansiyeline sahip görünüyor.
Gıda ve içecek sektöründeki üreticiler, lifler, omega-3 yağ asitleri, vitaminler ve mineraller gibi besin katkı maddeleriyle ürünleri güçlendiriyor. Süt, yoğurt, peynir ve dondurulmuş tatlılar, süt ürünleri trend olan işlevsel gıdalardan bazılarıdır.
Fonksiyonel gıda pazarındaki şirketlerin çoğu, tüketicilere bir yandan yeni ürünler sunarken aynı zamanda da bunlara talep oluşturmak için büyük çaba sarf ediyorlar. Pazarda yeni ürünlerin piyasaya sürülmesi, bu firmaların satışlarını artırmalarına ve fonksiyonel gıda pazarından daha büyük bir pay almalarına yardımcı oluyor.
Başlıca fonksiyonel gıda grupları;
Bileşen Görünümlüler; Karotenoidler, diyet lifleri, yağ asitleri, mineraller, prebiyotikler ve probiyotikler, vitaminler vb.
Ürün Görünümlüler; Fırıncılık ürünleri ve tahıllar, süt ürünleri, et, balık, yumurta, soya ürünleri, yağlar vb.
Uygulama Görünümlü; Spor beslenmesi, kilo yönetimi, bağışıklık, sindirim sağlığı, klinik beslenme, kalp damar sağlığı vb.
Fırsatlar sunan büyük bir alan
Dünyada büyüme trendinde olan fonksiyonel gıda sektörü, yeni yatırım alternatifleri ve pazar fırsatları taşımaktadır. Türkiye’deki sektör hacminin 2023 yılında yüzde 100 büyüdüğünü ve 15 milyar TL’ye ulaştığını da dikkate alırsak, piyasada yatırımcılar ve girişimciler için hem iç tüketim hem de ihracat alanında önemli fırsat alanları bulunmaktadır.