CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, pandemi sürecinde bütün dünyanın çiftçilerini desteklediğini vurgulayarak, “Bizim ülkemizde 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl olarak hatırlanacak” dedi.
 
TBMM’de düzenlediği basın açıklamasında tarımın sektörünün 2020 yılı için kısa bir değerlendirme yapan Sarıbal, pandemi sürecinde gıda arzında bir sorun yaşanmaması için bütün ülkelerin tedbirler geliştirdiğini ve tarım kesimine büyük destekler verdiğini aktararak, pandemi sürecine rağmen AKP hükümetleri döneminde uygulanan yanlış tarım politikalarının 2020 yılında da sürdürüldüğünü kaydetti. Sarıbal, “2020 yılı çiftçi için çöküş yılı, ithalat lobileri için kazanç yılı, AKP için de bir süreci yönetememenin tarihsel dökümü oldu” dedi.
 
Çiftçi üretti, ürün tarlada kaldı
 
2020 yılının başında soğan ve patateste, bahar aylarında ise limonda kısıtlama kararı alan AKP iktidarının üreticiyi zor durumda bıraktığını kaydeden Sarıbal, “Kararlar nedeniyle Çorum ve Ankara başta olmak üzere birçok ilde soğan çürümeye terk edildi.  Limon dalında kaldı” dedi. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin pandemi sürecinde çiftçiye “Üretin. Tek karış yer boş kalmasın, gerekirse ürününüzü biz alırız” dediğini hatırlatan Sarıbal, “Çiftçi üretti ama ürünü tarlada kaldı. Domates, biber, patates tarlada kaldı. Ama ‘üretin gerekirse ürününüzü devlet alır’ diyenler ses çıkarmadı. AKP Genel Başkanı  ‘ambarın anahtarı kimin elindeyse güç de onun elinde olur' demişti. Yine ‘tarım milli savunma kadar stratejiktir’ demişlerdi. Ama pandemi sürecinde çiftçiye gereken desteği vermediler” dedi.
 
Afet yılı
 
2020 yılında 70’ten fazla ilde iklim değişikliklerinden kaynaklı doğal afetler yaşandığını kaydeden aktaran Sarıbal, Türkiye’de doğal afetlerden kaynaklı çiftçi kayıplarını telafi edecek bir mekanizma bulunmadığını, çiftçinin oluşan zararlarının karşılanmadığını kaydetti. Sarıbal, ciddi bir kuraklık sorunu yaşandığını ama bu konuda herhangi bir plan, program yapılmadığını da söyledi.
Tarım ekim alanlarındaki daralmanın, buna bağlı olarak çiftçi sayısı ve tarımdaki istihdamın 2020’de de düşmeye devam ettiğini kaydeden Sarıbal, artan nüfusa rağmen tarımsal yeterli tarımsal üretimin gerçekleşmediğini anlattı.
 
Sıfır gümrükle ithalat
 
Üretimin arttırılmasına dönük politika geliştirmek yerine AKP’nin ithalatı öncelediğini ifade eden Sarıbal, “2020 yılı ithalat kararlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine ‘kara yıl’ olarak geçecek bir yıldır” dedi. “Tarım Bakanı çıkıyor ve La Fontaine’den masallar okuyor. ‘Her şey çok güzel. Hiçbir problemimiz yok. Dünyanın en iyi ülkelerinden bir tanesiyiz’ diyor. Ama üstü üste gümrük indirimleri yapılıyor” diyen Sarıbal, 3 Nisan’da, 18 Nisan’a, 5 Ağustos’ta, 21 Ağustos’ta, 21 Ekim’de, 5 Kasım’da, 25 Kasım’da, 17 Aralık’ta ve son olarak 23 Aralık’ta alınan kararlarla buğday, arpa, mısır başta olmak üzere birçok tarım ürününde gümrüklerin ya sıfırlandığını ya da minimize edildiğini söyledi. Sarıbal, “Tüm dünya özellikle stratejik ürünlerde buğday, ayçiçeği, mısır, soya gibi temel ürünlerde kısıta gitti, stoklarını korudu. Covid-19 nedeniyle tedbir aldı. Biz ise elimizde ürün olmadığını biliyorduk. Bunun için gümrük duvarlarını indirmeye başladık. Tarım dış ticaretinde dışa bağımlı olduğumuzu bir kez daha paylaşmak isterim” diye konuştu.
 
Çiftçi borcu dağları aştı
 
Çiftçiye verilmesi gereken desteklerin verilmediğini ve Tarım Kanunun yürürlüğe girdiği 2007 yılında bugüne çiftçinin 211 milyar TL alacağı bulunduğunu aktaran Sarıbal, gerekli desteği almayan çiftçinin borç yükü altında ezildiğini söyledi. Sarıbal, “Çiftçinin borcu dağları aştı. 2002 yılında 2,6 milyon çiftçimizin resmi borcu yaklaşık 2,5 milyar TL iken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 2020 Eylül ayı verilerine göre, 2 milyon 83 bin çiftçinin bankalara borcu 128 milyar TL borcu var. Çiftçinin borcu 53 kat artmış. Çiftçilerin, Tarım Kredi Kooperatifine ise 12 milyar TL olan borcu ve özel sektör borçları dahil edildiğinde 180 TL’ye yakın borcu bulunmaktadır” dedi. Sarıbal, sözlerini şöyle tamamladı:

“İktidar bitkisel üretimi arttırdığın söylüyor. Üretim yeterli ise neden bu kadar ithalat yapıyorsunuz? Yeterli düzeyde üretim yaptıysanız neden gümrükleri düşürüyorsunuz? 2002 yılında 66.4 milyon nüfusumuz vardı. Bugün sığınmacılarla beraber 87 milyon, turistleri de eklediğimizde günde 89 milyon insanın karnını duyurmak zorundayız. Üretim miktarı ve daralan ekim alanları dikkate alındığında Türkiye’nin hiçbir üretim kalemi Türkiye’nin temel ihtiyacını karşılama gücüne sahip değildir. Türkiye’nin stoku da yoktur.

Kısacası AKP 2020 yılında da çiftçiye, doğaya, tarıma, üreticiye zarar vermiştir. Üretici 2020 yılını kara bir yıl olarak anımsayacaktır. Bu sarmaldan sağlam, planlı bir tarım politikasıyla çıkarız. Yeter ki yabancı şirketleri ve yandaş lobileri değil çiftçimizi ve halkımızı desteklemeyi öne alalım.”