Bu sene yaşadığımız salgın hastalık Kurban Bayramındada birçok şeyi değiştirecek gibi görülüyor. Öncelikle yıllardır kurban yerlerinde hayvan refahı ve hijyen şartları ile alınmasını istediğimiz pek çok kuralın kendiliğinden minimum standart olarak uygulanacağını göreceğiz. Bu gerçekten olumlu bir gelişme olacak. Sosyal mesafenin ve diğer korunma şartlarının sağlanabilmesi amacıyla alınacak tedbirler belki işleri biraz yavaşlatıp aksatacak ama randevulu sistemle Bayram boyunca zaten geç kararan havanın da yardımıyla güzel bir bayram yaşayacağımızı umuyorum.
Benim merak ettiğim konu, bu sene de yine herKurbanda olduğu gibi gündeme gelmesine alıştığımız spekülatif haberlerin pandemi etkisiyle nasıl değişeceği. Bildiğiniz gibi Kurban geldiği zaman piyasalarda canlı hayvan ve kırmızı et fiyatlarında anormal değişlikler olacağına ilişkin çeşitli haberler yapılır. Vatandaş ya kurbanlık bulamazsam ya da pahalanır endişesiyle bir an evvel kurbanını almaya çalışır.Yetkililer kesinlikle bütün önlemleri aldıklarını iddia ederler. Hatta sıkışırlarsa ithalatı açma tehdidini kullanırlar. Ellerindeki tek müdahale silahı ile piyasayı kontrol etmeye çalışırlar. Hâlbuki telaffuzu bile tehlikeli bu tip söylemler sektöre verdiği zarar uzun sürede ve zor telafi edilebildiği için mümkün olduğunca kullanılmamalıdır.
     Burada devletin görevi, ülke ihtiyaçlarının ülke kaynakları ile en uygun maliyetlerle karşılanabilmesini sağlamaktır. Kişi başına kırmızı et tüketimimiz 15 kg’in altındayken, AB ‘de bu miktar 60 kg’in üzerindedir. Tarımda güçlü bir ülkenin halkı için bu miktarların çok daha üzerine çıkılması gerektiği aşikardır.Bunun için bilimsel bulgular ışığında gerekli planlamalar yapılmalıdır. Dengeli bir beslenme için vücudumuzdaki her 1 kiloya karşılık günlük 1 gr protein tüketilmesi ve bunun % 70’inin hayvansal kökenli gerektiği dikkate alınırsa; yaş ve cinsiyete göre toplam nüfusumuzun ihtiyaç duyduğu protein miktarını karşılayacak hayvan varlığı hesaplanabilir. Bu ihtiyacın karşılanmasında üretimden sofraya kadar uzanan ekonomik değer dikkate alındığında ortaya devasa bir sektör çıkmaktadır. Bu hesaba göre hayvancılık temelli, sürdürülebilir, stratejik açıdan iyi planlanmış politikalar üretilmelidir.Tarımsal üretim değerinin %50’den fazlasını oluşturan hayvansal üretim içinde en büyük pay et sektörüne aittir.Ekonomik açıdan bu kadar büyük bir sektörün girdilerini temin edecek, kayıtları tutacak, piyasanın talep ettiği kalite ve miktarda üretimi ve hatta ürünlerin işlenmesini planlayacak, sözleşmeler ile satışları yapacak, gerektiğinde piyasaya müdahale edebilecek bir düzenlemeye ve bunu yürütecek bir yapıya ihtiyaç bulunmaktadır. Burada piyasaları kamu yararına denetleyebilecek ve gerektiğinde düzenleyebilecek bir yapıya ihtiyaç duyulmaktadır.
     Hiç şüphesiz bu yapı üretici örgütleridir.
Ülkemize göre yaklaşık 4 kat daha fazla et tüketenAB’nin, et üretiminde bize göre farklı ve avantajlı durumları söz konusudur. Üretimin%70’e yakını küçükbaştan ve ağırlıklı olarak domuzdan karşılanmaktadır. En önemli girdi olan yem üretimindeise avantajlı iklim şartlarına sahiptirler. Ama bunlardan daha dikkat çekici olanı; kooperatiflerin piyasadaki en etkili aktör olmasıdır. Hayvancılığın diğer alanlarında olduğu gibi etin üretimi, kesimi, işlenmesi ve ticareti konularında da kooperatifler piyasada etkin bir rol oynamaktadırlar. Hem girdi temini, hem de sürdürülebilirlik açısından ot-et dengesi üzerine kurulmuş “Yeşil Ekonomi” ile ilgili yeniliklerin yaygınlaştırılmasına dair çalışmalar kooperatifler tarafından sürdürülmektedir. Piyasayahakim kooperatifler, 2013 yılında çıkartılan 1308 sayılı Ortak Piyasa Düzenlerine ilişkin temel kanun ve buna istinaden 2016 yılında çıkan 492 sayılı yönetmelikle belirlenen esaslar çerçevesinde; bölgeyi temsil edebilecek düzeyde bir araya gelerek Üretici Örgütleri (Producer Organisations) kurmaktadırlar. Bunlar sektörün kayıt altına alınmasında, üretimde, pazarlamada, özellikle sözleşmelerin yapılmasında, kırsal kalkınmada ve çevrenin korunmasında AB’de piyasanın ortak düzenlenmesinde önemli görevler üstlenmektedirler. Üye ülkeler, verimliliğin ve çiftçi gelirlerinin arttırılması ve bununla birlikte tüketici fiyatlarının da ulaşılabilir olması konularında Üretici Örgütlerine sorumluluklar vermişlerdir.
     Ülkemizdeki tarımsal işletmelerin yaklaşık %70’nde bitkisel ve hayvansal üretim birlikte yapılırken sadece %2,5’unda hayvansal üretim yapılmaktadır. Bu nedenle sadece hayvancılık ve özellikle kırmızı et ile uğraşan örgüt sayısı da diğer sektörlere göre daha azdır. Bu kapsamda ülkemizde kırmızı et örgütlerini ele alacaksak; doğrudan kırmızı et üreten üreticilerin örgütlerinin yanı sıra hayvansal üretimde bulunanları, hatta ıslahla uğraşanları da dikkate almamız daha doğru olacaktır.Ülkemizde hayvancılık ile uğraşan üretici örgütlerinin çoğu aynı zamanda tarımın diğer alanları ile de faaliyetlerde bulunmaktadır. Bunların içinde hayvancılık alanında sadece et üretimi faaliyetinde bulunan örgüt sayısı yukarıda belirtiğim gibi çok azdır. Kimisi bitkisel üretimin yanı sıra hayvancılık faaliyetlerinde bulunmakta, kimisi ise hayvancılık kapsamında yaptıkları ıslah hizmeti, süt üretimi ya da tiftik üretimi sırasında yan ürün olarak et üretmektedirler. Aşağıdaki tabloda et üretentarımsal üretim ve satış kooperatifler ile üretici ve ıslah birlikleri hukuki dayanaklarına göre sınıflandırılmıştır. 
     Ülkemizde kırmızı et sektöründe faaliyet gösteren üretici örgütleri

Örgüt Tipi Kanuni Dayanak Merkez Birliği Adı Birim Örgüt Sayısı Ortak/Üye Çiftçi Sayısı
Tarımsal Kooperatifler 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu Tarımsal KalkınmaKoop. Haykoop. ( Hayvancılık KoopMer.Bir) 6.823 745.371
Köykoop (Köy Kalkınma KoopMer.B)
Tarkoop(Tarım Kooperatifleri Mer. B.)
Orkoop(Orman Kooperatifleri Mer. B.)
Pankobirlik (Pancar Ekicileri KoopM.B) 31 1.382.627
Tüskoop (Türkiye Sulama KoopMer.Bir) 2.451 298.301
Toplam  Kooperatif   Sayısı 9.305 2.426.299
Islah Amaçlı Damızlık Yetiştirici Birlikleri 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği 81 240.314
Damızlık Koyun-Keçi Yetiştiricileri Merkez B. 80 249.409
Damızlık Manda Yetiştiricileri Merkez Birliği 30 8.898
Toplam Yetiştirici Birliği Sayısı 191 498.621
Üretici Birlikleri 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği 308 214.013
Kırmızı  Et  Üreticileri Merkez Birliği 120 55.034
Toplam Üretici Birliği Sayısı 428 269.047
Tarım Satış Kooperatifleri 4572 sayılı Tarım Satış Koop Kanunu Tiftik ve Yapağı Tarım Satış Kooperatifleri Merkez Bir 12 19.765
Et ve Süt Üreten Toplam Üretici Örgütü Sayısı 9.936 3.213.732
 
     Görüldüğü üzere ülkemizde hayvancılıkta örgütlenme bakımında yeterince güçlü bir altyapı bulunmaktadır. Önemli olan bu gücün iyi kullanabilmesidir.Üretici örgütlerimiz,sektörde birçok sorunu çözmeye yetecek güce sahiptirler. Kırmızı et ve ürünlerinin AB kriterlerinde kaliteli, sağlıklı ve güvenilir bir şekilde üretilmesinde, girdi maliyetlerinin düşürülmesinde, sözleşmeli üretim yapılmasında, üreticinin desteklenmesinde, piyasada istikrarın oluşturulmasında ve kayıt dışı ile mücadelede önemli görevler üstlenmeleri sorunların çözümünde temel yoldur. Özellikle üreticinin emeğinin karşılığını almasını engelleyen ve halkımızın pahalıya et tüketmesine neden olan spekülatörlere karşı en etkili silah üretici örgütleridir.
     Mübarek Kurban bayramınızı kutlar, emeğinizin hakkını alabildiğiniz, bereketini gördüğünüz mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmenizi dilerim.
 
    Dr. Erhan EKMEN
Ziraat Yüksek Mühendisi