Her an ihtiyacımız olan, ekonomik düzeyine göre bir şekilde az çok erişilebilen, azlığı ya da yokluğu halinde erişilemediğinde kıymeti daha iyi anlaşılabilen; sağlığımızı, fiziki, zihinsel ve ruhsal kapasitemizi, başarımızı doğrudan etkileyen en önemli şey nedir dersek herhalde “gıda” cevabı her şeyin önüne çıkar. Napolyon’un “Ordular, mideleri üzerinde yürür" sözünü biraz genişletirsek; bir ülkenin insanlarının üretim gücünde, sanayide, teknolojide, sanat, edebiyat, askeri vb. aklınıza gelen her alanda başarısı, yaratıcılığı, üretkenliği ve gücü o ülke insanlarının yeterli ve kaliteli gıdaya ulaşılabilirliği ile doğru orantılıdır. Gıda üretiminin kaynağı da bilindiği gibi, tarım sektörüdür.

                Nüfusun ve refahın artması ile birlikte yeterli ve güvenilir gıdaya ulaşımı sağlamak için hemen her ülkede tarım sektöründe birtakım programlar, desteklemeler, hibeler uygulamaya konulmuştur. Tarım destekleri bazı ülkelerde; üretim girdilerinin finansmanı, üretim aşamasındaki zorlukların çözümü ve risklere karşı üreticiyi koruyucu tedbirlerin alınması, ürünün elde edilmesi, muhafaza/ depolanması, pazarlanması, belli periyotlarla işletme alt yapısının iyileştirilmesi, üretici ve tüketici açısından fiyat istikrarının olabildiğince sağlanması, ihtiyaç fazlası ürünlerin ihraç edilmesi olarak, bir zincirin halkalarının tamamının sağlıklı işletilmesi  şeklinde  yapılırken; bazı ülkelerde ise bu şekilde bütüncül olarak sistemin işletilmesi hedefinden ziyade adeta bir “sosyal yardım” algısı ile, birbirinden kopuk, parça parça, birbirini tamamlamayan aşamalara küçük ödemler şeklinde uygulanmaktadır. Hangi uygulamanın başarılı olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.

Ülkemizdeki tarımsal destekler konusundaki tartışmalar, sektör paydaşlarınca bilinmektedir. Bu yazımızda, kapitalizmin “zirvede” olduğu ABD de durum nedir, çiftçiler acımasız piyasa şartlarında tek başına mı, devletin buradaki duruşu nedir diye beraberce bir bakalım.

ABD de destekler, Federal hükümet tarafından sağlanmakta ve bu desteklerin tarım üreticilerinin, iklim, piyasa fiyatları ve diğer faktörlerdeki değişiklikler nedeniyle tarımsal üretim ve kârlılıktaki yıldan yıla değişiklikleri yönetmelerine yardımcı olurken istikrarlı bir gıda arzı sağlamasının hedeflendiği bildiriliyor.

Federal hükümet, çiftlik işletmeleri için sübvansiyonlara yılda 20 milyar dolardan fazla para harcıyor.  Ülkedeki 2,1 milyon çiftliğin yaklaşık yüzde 39'u sübvansiyon alıyor ve desteklerin aslan payı mısır, soya fasulyesi, buğday, pamuk ve pirinç üreticilerine gidiyor. Süt ve şeker üretimleri, yüksek düzeyde düzenlenmiş ve hükümet için zaman zaman maliyetli olabilen ayrı bir fiyat ve piyasa kontrollerine sahiptir.

Hükümet çiftçileri, fiyatlar, gelirler ve verimdeki dalgalanmalara karşı korumayı amaçlıyor. Koruma çabalarını, sigorta kapsamını, pazarlamayı, ihracat satışlarını, araştırmaları ve diğer faaliyetlerini sübvanse ediyor. Çiftçiler için federal yardım, derin ve kapsamlı bir uygulama olarak değerlendiriliyor.

 ABD’ de Tarım Destek Politikasının Tarihsel Süreci

Tarımın federal hükümetçe desteklenmesi tarihi bir süreç içerisinde gelişerek ve şartlara göre değişerek uzun zamandır sürmektedir. 1862 tarihli Morrill Yasası, tarım ve diğer konuları öğretmek için arazi hibe kolejlerini kurdu. 1887 Hatch Yasası tarımsal araştırmaları finansmanına başlandı. 1914 Smith-Lever Yasası tarımsal eğitimi finanse edilmeye başladı. 1916 Federal Çiftlik Kredisi Yasası ile çiftçilere kredi sağlamak için kooperatif bankalarının kurulmasını sağladı. Bu, 280 milyar dolardan fazla varlığa sahip devlet destekli bir finansal sistem olan günümüzün Çiftlik Kredi Sistemine dönüştü.

1929 Tarımsal Pazarlama Yasası, üretimi satın alarak ve stoklayarak mahsul fiyatlarını yükseltmeye çalışan Federal Çiftlik Kurulu'nu oluşturdu. Bu işe yaramadı ve 500 milyon dolar harcadıktan sonra bu tarımsal destek modeli 1933'te kaldırıldı.

Kongre, 1930'larda emtia fiyat destekleri, tedarik düzenlemeleri, ithalat engelleri ve mahsul sigortası dahil olmak üzere birçok çiftlik programını yürürlüğe koydu.  Bu programlar on yıllar boyunca genişletildi, değiştirildi, eklendi, çıkarıldı. Ancak, çiftlik programlarının arkasındaki merkezi planlama felsefesi değişmedi. ABD tarım politikaları, süregelen ekonomik tabloya ve vergi mükelleflerine maliyetlerine rağmen değişmedi.

1940'lar ve 1980'ler arasında, kongre, genellikle emtia fiyatlarının yüksek olduğu zamanlarda,  çiftlik politikası reformlarını biraz daralttı. Ancak, daha sonra fiyatlar daha düşük olduğunda sübvansiyon genişletmelerine geri döndü. 1980'lerde Reagan yönetimi, çiftlik sübvansiyonlarında kesinti önerdi, ancak çiftlik finansmanında kötü bir sonuç doğurması, Kongre'yi tarım yardımını azaltmaya değil artırmaya sevk etti.

1996'da Kongre, çiftçilere ekimde daha fazla esneklik sağlayan ve piyasa arz ve talebine olan bağımlılığı artıran "Çiftçilik Özgürlüğü" yasası kapsamında reformları kabul etti, yedi yılı boyunca sübvansiyonlar vaat edilenin iki katından fazlaya mal oldu. 2002'de ise, bir çiftlik yasa tasarısını kabul etti. Kanun, öngörülen sübvansiyon ödemelerini artırdı, yenilerini ekledi ve konjonktür karşıtı program adı verilen yeni bir fiyat garanti planı yarattı. 2002 yasası, öngörülen çiftlik sübvansiyon ödemelerini 10 yılda yüzde 74 artırdı. 2008'de daha fazla sübvansiyon ekleyen çiftlik yasasını yürürlüğe koymak için bir başkanlık vetosunu geçersiz kılan kongre, kalıcı bir afet yardımı programı oluşturdu ve çiftçilerin yüksek emtia fiyatlarından kâr elde etmeleri için bir gelir koruma programını kanuna ekledi. Ayrıca, şeker ile meyve ve sebze gibi "özel ürünler" için yeni sübvansiyonlar ekledi.

2014'te Kongre başka bir büyük çiftlik yasasını onayladı. Tasarı, sübvansiyonların yapısını değiştirdi, ancak genel fayda düzeyini azaltmadı.  Kanun, doğrudan ödeme programını, konjonktür karşıtı programı ve diğer birkaç küçük programı sona erdirdi. Ancak en büyük çiftlik sübvansiyon programını - mahsul sigortasını - genişletti ve iki yeni sübvansiyon programı ekledi: Tarım Risk Teminatı (ARC) programı ve Fiyat Kaybı Teminatı (PLC) programı. ARC ve PLC programları, Kongre Bütçe Ofisi'nin başlangıçta tahmin ettiğinin neredeyse iki katına mal oldu. Bu arada, mahsul sigortasının maliyeti de son 15 yılda arttı.

“Çiftlik desteklemeleri,  hali vakti yerinde olanlar için ilave refah artışı sağlıyor, aşırı üretimi teşvik eder, arazi fiyatlarını şişirir ve çevreye zarar verir. Bunlar yürürlükten kaldırılmalı” itirazlarına rağmen tüm bu sübvansiyonlar, çiftlik gelirlerinin, çoğu Amerikalının ortalama gelirinden yüksek olmasını sağlıyor.

Başlıca Sekiz Ana Başlıkta Tarım Desteği Uygulanıyor;

ABD Tarım Bakanlığı (USDA), çiftçiler için 60'tan fazla doğrudan ve dolaylı yardım programı yürütüyor. Bu bölümde her desteğin ayrıntısına girmeden temel uygulamalardan başlıcalarını özetle görelim.

1. Sigorta

En büyük çiftlik sübvansiyon programı, USDA'nın Risk Yönetim Ajansı tarafından yürütülen mahsul sigortasıdır.  Programa yapılan harcama, 2000'li yılların başında yaklaşık 3 milyar dolar iken, son beş yılda ortalama 8 milyar dolardan fazla olmuştur. Program hem çiftçilerin sigorta primlerini hem de poliçeleri sunan 16 özel sigorta şirketinin idari maliyetlerini sübvanse ediyor.

2.Tarım Risk Kapsamı (ARC)

Bu program, çiftçilere, dönüm başına gelirleri veya alternatif olarak, bölgelerindeki dönüm başına geliri, (oransal bir kıyaslama ile  veya garanti edilen seviyenin altına) düşerse sübvansiyon öder.  Genel olarak, fiyatlar ve gelirler ne kadar düşükse, sübvansiyonlar o kadar büyük olur.  Program, buğday ve mısırdan nohut ve hardal tohumuna kadar 20'den fazla ürünü kapsıyor.  ARC sübvansiyonları yıllara göre 3-4 milyar civarında değişmektedir.

3. Fiyat Kaybı Teminatı (PLC)

Bu program çiftçilere, bir mahsulün Kongre tarafından belirlenen referans fiyatına kıyasla ulusal ortalama fiyatı temelinde sübvansiyon öder.  Bir mahsulün ulusal fiyatındaki düşüş, referans fiyatının ne kadar altında olursa, çiftçilere yapılan ödeme o kadar büyük oluyor.  Referans fiyatlar yüksek ayarlandığından, destek ödemeleri her zaman ihtimal dahilindedir. Program 20'den fazla ürünü kapsıyor, bu da 3- 4 milyar dolar civarındadır.

        Çiftçiler, ARC veya PLC'ye katılmayı seçer.  Aynı zamanda, çiftlik gelirlerini yüksek tutarak aynı genel işleve sahip olan mahsul sigortasına da kaydolabilirler. Böylece çiftçiler, mahsul gelirleri yetersiz kaldığında en az iki sübvansiyon programından da yararlanabilir.

4. Koruma Programları

USDA, yılda 5 milyar dolardan fazlaya mal olan çok sayıda çiftlik koruma programı yürütüyor.  Koruma Yönetim Programı gibi bazı programlar, çiftçilere üretimde olan arazileri iyileştirmeleri için ödeme yapar.  Koruma Rezervi Programı gibi diğer programlar ise, çiftçilere araziyi üretimden çıkarmaları aşamasında ödeme yapar.  Diğer çiftlik programları gibi, bu sübvansiyonlar da yukarı yönlüdür ve büyüklüğü ölçüsünde çiftliklere fayda sağlar.

5. Pazarlama Kredileri

Bu, diğerlerine göre yeni bir fiyat garantisi programıdır. Çiftçilere hasat zamanında kredi vererek mahsullerini daha sonra daha uygun bir fiyata satmak için tutabilmelerini sağlar.

6. Afet Yardımı

Hükümet, buğday yetiştiricilerinden hayvancılık üreticilerine ve meyve bahçelerine kadar çeşitli çiftçi türleri için afet yardımı programları yürütüyor.  Halihazırda yasada bulunan afet programlarına ek olarak, Kongre olumsuz olaylardan sonra genellikle daha fazla yardım dağıtmaktadır. Afet yardımı miktarları yıllara göre ve afet durumuna göre dalgalı bir seyir izliyor. Ancak, bu tür yardımlar 2010'dan beri yılda ortalama 1,9 milyar dolar civarında seyrediyor.

7. Pazarlama ve İhracat Teşviki

Tarımsal Pazarlama Hizmeti, çiftlik ve gıda tanıtım faaliyetlerine yılda 1,2 milyar dolar harcıyor.  Dış Tarım Servisi, 90'dan fazla yabancı ofis işletmek de dahil olmak üzere ABD çiftlik ve gıda ürünleri için pazarlama faaliyetlerine yılda yaklaşık 300 milyon dolar harcıyor.

8. Araştırma ve Diğer Destekler

Çoğu Amerikan endüstrisi, kendi araştırma ve geliştirme faaliyetlerini finanse eder. Ancak, hükümet tarım sektörüne yardımcı olmak için binlerce bilim insanı ve uzman çalıştırmaktadır. USDA, 100'den fazla yerde tarım ve gıda araştırmalarına yılda yaklaşık 3 milyar dolar harcıyor.  Departman ayrıca çiftçilere istatistiksel veriler ve ekonomik çalışmalar gibi bir dizi başka destek hizmeti de sunmaktadır.

  Sonuç olarak; Çiftçiler bugün ABD nüfusunun küçük bir payı olsa da lobisi hala güçlüdür. Gıda maddelerinin sübvansiyonu ve arz güvenliğine etkileri bakımından tüketicilerin de desteğini alan bu güçlü lobi, federal hükümet üzerinde etkili olmayı sürdürebilmektedir.

Destek ödemelerinin; ekonomiye ve çevreye zarar verdiği, servet dağılımını değiştirdiği, desteklerin suistimale ve skandala yatkın bir uygulama olduğu, ABD ticaret ilişkilerini zayıflattığı eleştirileri ve tartışmalarına rağmen, tarihi süreç başlığı altında bahsedildiği üzere yıllara, yeni oluşan şartlara ve öncelikli ürünlere göre değişiklikler yapılmakla birlikte, destekler artarak devam ettirilmektedir.

Her desteğin şartları ve ödeme mekanizmaları çok uzun olacağı için detaylara girilmemiştir. ABD tarım destekleri konusundaki bu özet bilgi umarım ilginizi çekmiştir. 

Tüm çiftçilerimize kolaylıklar, bol ve bereketli ürünler, kazançlar diliyorum.

Kaynak

1- U.S. Department of Agriculture, " Farm Economics”

2- US Environmental Working Group, Farm Subsidy Database.