Giriş: Bahar geldi. Şeker pancarından yağlı tohumlara, baklagillerden pamuğa, mısıra, tarla sebzeciliğine, yazlık ekilişlerin ekim- dikim zamanı geldi, geliyor. Ülkemiz için stratejik önem taşıyan serin iklim tahılları buğday, arpa, çavdar, yulaf, tiritikalenin üst gübre dediğimiz azotlu gübre ile gübreleme zamanı. Yazlık ürünlerin ekimi için DAP, 15-15-15, 20-20-0, triple süper fosfat gibi ürün cinsine göre taban gübrelerinin tedarik ve kullanım zamanı.

Tarımsal Üretimimizin vazgeçilmezi gübre, gündemdeki yerini koruyor. Gübre fiyatlarında ki fiyat karmaşası devam etse de, kimi çiftçiler daha pahalı, kimi çiftçiler daha indirimli gübre temin etse de, hububat için mutlaka azotlu gübre kullanılması gerekliliğini değiştirmez.  Sonbaharda yeterli taban gübresi kullanılmamış ise,  bir önce ki yıl kullanılan gübreden geriye kalan fosfor açısından kısmen de olsa telafi edebilir. Çünkü fosforlu gübrenin etkisi, 2-3 yıl devam eder. Ama azot için durum böyle değildir. Azot toprakta çabuk yıkandığından mutlaka azotlu gübrenin kullanılması gerekir. Halen ekilen buğday çeşitleri gübre tüketimleri fazla, yatmayan yeni nesil çeşitlerdir. Gübre kullanılmaması durumunda yarı yarıya verim kaybı ile karşılaşılması kaçınılmazdır.

Öncelikle insanımızın sofrasında yiyeceği ekmeği, gelecek turistlerin doyurulması, sayıları 5-6 milyonu bulan mültecilerin doyurulmasına ihtiyaç vardır. Un, makarna, bisküvi, irmik ve bulgur gibi sanayi ürünleri ihracatımız açısında da buğdayın önemli olduğu unutulmamalıdır. Hububat üretimimizin yetersiz kaldığı yıllarda %90 oranında buğday ithal ettiğimiz Rusya ve Ukrayna arasında patlak veren savaşın nasıl sonuçlanacağı bilinmemektedir. Bu nedenle, başta hububat olmak üzere yağlı tohumlardan ayçiçeği ve soya ile mısır gibi kısmen ithal edilen tarımsal ürünler her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır.

Trakya da Azotlu Gübrelemeyi Bekleyen Buğday Tarlası

İklim Durumu Ne?

Bu yıl iklim açısından sevinilecek bir şey oldu. Ocak- Şubat aylarında yurt genelinde kar yağışları. Nisan ve Mayıs aylarında da yeterli yağış alınması halinde, hububat açısından verimli bir hasat yılı yaşayabiliriz.

Ama bir şartla azotlu gübreyi kullanmak kaydıyla.

Gübre Fiyatlarına Gelince:

Yurt dışında gübre fiyatları arz- talep dengesi, ülkelerin tarım politikaları, enerji fiyatlarında ki artışlar, konjonktüreler gelişmelere göre artmakta ve düşmektedir. 2021 / 2022 üretim yılını kapsayan gübre sezonunu değerlendirdiğimizde 29 Kasım 2021  - 21 Şubat 2022 tarihleri arasında ki üre, DAP ve amonyum sülfat gübrelerinin fiyat hareketleri 1 ve 2 nolu grafiklerde görülmektedir.  

Grafik1: Yurt dışı Gübre Fiyat Hareketleri Grafiği

Grafik2: Yurt dışı Gübre Fiyat Hareketleri Grafiği

DAP fiyatları 900 Dolar/ Ton fiyatını korurken üre fiyatları 900 dolardan 600 doların altına gerilemiştir. Amonyum sülfat gübresinde de 450 dolardan 250 dolar / ton fiyatına gerilemiştir.

Bir taraftan dolar bazında artan yurt dışı fiyatları diğer, taraftan dolar kurunda ki yükselişler sebebiyle; gübre fiyatlarının katlamalı olarak yükselmesine sebep olmuş, gübre tedarikinde çiftçilerimiz yüksek fiyatla karşı karşıya kalmış, gübre kullanıp kullanmamakta tereddütte düşmüşlerdir. Bazı firmalar bir miktar fiyat indirimine gitmiş olsa da, fiyat karmaşası fiyatta iniş ve çıkışlar yaşanmaya devam etmektedir.

Fiyat düşmeleri maliyetlerle bağlantılı olduğundan, fiyat düşmüş olsa da maalesef hemen satış fiyatlarına yansımamaktadır.

Neler Yapılabilir?

%33 amonyum nitrat gübresinin teröristler tarafından patlayıcı olarak kullanılması sebebi ile 2017’den itibaren ithalatı yasaklanmıştır.  %33 Amonyum nitrat gübresinin tenörünün yüksekliği,  PH’sının ve granül özelliğinin iyi olması orta Anadolu gibi yağışı az PH’sı yüksek topraklarda, tesirinin çabuk olması, suda erimesi ve damlama sulama sistemlerinde kullanılması gibi olumlu özellikleri dikkate alındığında, ülke tarımı ve çiftçisi açısından önemli bir kayıptır.

Öte yandan bu gübrenin yasaklanmış olması sebebiyle yerini üre, amonyum sülfat ve %26’lık CAN ( Kalsiyum amonyum nitrat) gübrelerine bırakmıştır. Özellikle üre gübresinde arz – talep dengesini değiştirmiş ve fiyatlarında, artmasına neden olmuştur. Yılda 1 Milyon ton civarında ithal edilen bu gübre, yerini diğer azotlu gübrelere bihassa üreye bırakmıştır. Hâlbuki bu gübre sınır komşularımız Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya ve İran gibi ülkelerde üretilmektedir. Navlun ücretlerinin bu denli yüksek olduğu bir zamanda, yakın yerlerden tedarik maliyet açısından önemli avantaj sağlayacaktır.

Üre gübresinin yüksek oranda (%46) azot ihtiva etmesi, granül özellikleri, yağışlı yerlerde ve şartlarda olumlu sonuç vermesi yanında; nitrifikasyona uğrayarak geç tesir etmesi, tesirinin uzun olması, toprak sıcaklığının 10 derecenin altında olduğu zaman, tesirinin olmaması, bir miktar azot kaybına uğraması gibi özelliklerinin çiftçilerimiz tarafından iyi bilinmesi gerekir. Gübre çeşitlerinin seçimi iklime, yağış durumuna bitki türüne, toprak PH’sına ve yapısına göre yapılması gerekmektedir.

Mesela mısır üretiminde üre gübresi tercih edilmesi gereken bir gübredir.

Özetle dememiz o ki;

%33 amonyum nitrat gübresinin TEKNİK NEDENLERDEN dolayı kullanılmasının tercih edilmesi ve özellikle yüksek gübre fiyatları dikkate alınarak başta üre olmak üzere azotlu gübreler üzerinde ki fiyat baskısının azaltılması bakımından; Tarım bakanlığı yetkilileri ve sorumluları, İçişleri Bakanlığı güvenlik birimleri ile temasa geçerek bu lazımeyi iyice anlatmalı ve iknaya çalışmalıdır. 

Bunun gerekli güvenlik tedbirleri alınmak kaydı ile serbest bırakılması hem tarımımız hem de azotlu gübre fiyatları açısından önemli katkılar sağlayacaktır.

Devletimizin bütün imkânları değerlendilerek mümkün olabildiğince gübre destekleri arttırılmalıdır.

Çocukluğumda duyduğum bir atasözü vardı. Bir şeyin önceliğini ve önemini anlatmak için kullanılırdı. “Ehemmiyetliyi mühüme tercih etmek” diye.  Gübreyi “ ehemmiyetli” olarak değerlendirilmeli önceliği ve imkânları gübre için kullanmalıdır.

2004 yılında üre gübresi üreten İGSAŞ ( İstanbul Gübre Sanayi A.Ş) ile TÜGSAŞ ( Türkiye Gübre Fabrikaları A.Ş.) özelleştirilmiş; devlet, üretim, tedarik ve dağıtımdan tamamen el çekmiş, sadece denetim görevi kalmıştır.  Tarım ve Orman bakanlığınca bütün tarımsal desteklerin ve gübre politikalarının yeniden masaya yatırılarak gözden geçirilmesi faydalı olacaktır.

Son Söz: Gübre ve mazot, tarımımızın ve çiftçilerimizin yumuşak karnıdır. Kendi üretemediğimizi başkasından beklemek, bizi yokluk ve kıtlığa götürür. Bu ürünleri dışarda bulsak da, anormal fiyatlar ödemek zorunda kalırız. İnsanlık tarihi bunların acı örnekleri ile doludur.

Günümüzde şehirleşme oranı %93’e, kırsalda yaşayan nüfusumuz %7’lere düşmüştür. Ülkemizin ekolojik zenginliği ve bitki çeşitliliğine bakıldığında tarımda çalışacak nüfus, insan kaynağı tarımsal üretimimiz açısından ayrıca üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Gübre, mazot ve tarım ilacı gibi ana girdiler yanında sulama imkânı olan yerlere hububatın sulanması vb konularda herkesin çiftçilerimize destek ve yardımda bulunması, gıda güvenliğimiz açısında hayati bir önem taşımaktadır. Gıda güvenliği, toplumda her bir ferdin her zaman ve istediği miktarda sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişimini sağlamak demektir.

Ziraat Yüksel Mühendisi / TİGEM Emekli Daire Başkanı

Gübre İthalatçıları Derneği Onursal Başkanı