Genel

Veteriner Hekimliğinde 183. Yıl Coşkusu!

23 Ekim 1842’de başlayan veteriner hekimliği eğitiminin 183. yıldönümü, mesleğin stratejik önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Abone Ol

Veteriner Farmakoloji ve Toksikoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ender Yarsan, 23 Ekim 1842’de başlayan Veteriner Hekimliği öğretiminin 183. yıldönümü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu ve mesleğin stratejik önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Yarsan, konuşmasında veteriner hekimliğinin köklü geçmişini ve geniş hizmet yelpazesini vurguladı: "Hayvanların evcilleştirilmesi ile başlayıp günümüze kadar gelen Veteriner Hekimliği; hayvan hastalıklarının tanısı ve tedavisi, hayvan ıslahı, salgın hastalıklarının kontrolü, halk sağlığı, çevre sağlığı, gıda güvenliği ve hayvan refahı gibi alanlarda geniş bir yelpazede hizmet üreten son derece köklü bir meslektir."

Tarihsel Gelişim ve Bilimsel Eğitimin Başlangıcı

Mesleğin ilk uygulamalarının geleneksel yaklaşımlar şeklinde olduğunu belirten Yarsan, bilinen ilk veterinerlik uygulamasının MÖ 9.000’de Ortadoğu’da ortaya çıktığını kaydetti. Koyun çobanlarının, sürülerine göz kulak olan köpekler de dahil olmak üzere hayvanlarını tedavi etmek için ilkel tıbbi beceriler kullandığını söyledi. MÖ 4.000 – 3.000 yılları arasında Mısır’da hayvanların tıbbi tedavisinin daha yaygın hale geldiğini ancak hala büyük ölçüde gelişmediğini ifade etti. Eski insanların kedileri, kümes hayvanlarını ve köpekleri evcilleştirmeye başladığını ve onları evlerinin bir üyesi olarak gördüğünü belirtti.

Avrupa’da, 18. yüzyılın ilk yarısında, sığır vebası salgınlarında 200 milyon civarında sığırın ölmesiyle ve savaşlarda kullanılan tek tırnaklı hizmet hayvanlarında baş gösteren salgın hastalıkların artmasıyla askeri, ekonomik ve sosyal yaşamın olumsuz yönde etkilendiğini dile getiren Prof. Dr. Yarsan, özellikle sığır vebasına bağlı olarak 1711-1769 yılları arasında Avrupa’da 200 milyon sığırın ölmesi nedeniyle et, süt ve yumurta gibi yüksek biyolojik değerdeki beslenme kaynaklarının yok olmasının; gıda yetmezliğine ve malnutrisyona yol açtığını, bu durumun da sosyal ve ekonomik yaşamı felce uğrattığını söyledi.
Bu salgınların önüne geçilememesinin, veteriner hekimlerin bilimsel anlamda yetiştirilmesinin gerekliliğini ortaya çıkardığını belirten Yarsan, "Bunun düşünceyle Dünyada ilk Veteriner Okulu 2 Şubat 1762'de Fransa'da açılmıştır," dedi.

Türkiye'de Veteriner Hekimliği Eğitimi

Türkiye’de veteriner hekimliğin 19. yüzyıla kadar usta-çırak ilişkisi ile yetişmiş kişilerce yapıldığını aktaran Prof. Dr. Yarsan, bilimsel veteriner hekimliği eğitim-öğretiminin Tanzimat’ın ilanını izleyen Batılılaşma çabaları çerçevesinde Prusyalı Veteriner Hekim Godlewsky tarafından 1842 yılında İstanbul’da “Askeri Baytar Mektebi”nin açılmasıyla başladığını söyledi. Askeri Baytar Mektebi’nin iki dönem mezun verdikten sonra; öğretime Harp Okulu bünyesine alınan veteriner sınıflarında devam edildiğini ve eğitim-öğretim süresinin de üç yıldan dört yıla çıkarıldığını belirtti.
Bu Okulun mezunlarından Askeri Veteriner Hekim Mehmet Ali Bey’in çabaları ile önce 1888 yılında ilk sivil veteriner hekimliği örgütünün; bir yıl sonra 1889 yılında da “Mülkiye Baytar Mektebi” adı ile Sivil Veteriner Okulu’nun kurulduğunu dile getirdi. Bu okulun aralarında milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un da bulunduğu ilk mezunlarını 1893’te verdiğini ekledi.

Askeri ve Sivil Veteriner Okullarının 1921 yılında “Baytar Mekteb-i Âlisi” adı altında birleştirildiğini; Okulun adının 1928 yılında “Yüksek Baytar Mektebi” olarak değiştirildiğini ifade etti. Cumhuriyetin 10’uncu yılında (1933) Ankara’da Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün açılmasıyla birlikte; İstanbul’da bulunan Yüksek Baytar Mektebi’nin Ankara’ya nakledildiğini ve “Baytar Fakültesi” olarak eğitim-öğretime başladığını kaydetti. Yüksek Ziraat Enstitüsü Baytar Fakültesi’nin adının; 1937’de yürürlüğe konan 3203 sayılı Yasa ile “veteriner” sözcüğü resmen kullanılmaya başlanınca “Veteriner Fakültesi” olarak değiştirildiğini açıkladı.

Veteriner Fakültelerinde Eğitim ve Akreditasyon

Veteriner Fakültesi’nde pet, küçük ve büyükbaş hayvanlar, kümes hayvanları, akuatik hayvanlar, arı ve yaban hayvanlarının yetiştirilmesi, üretimi, nesillerinin iyileştirilmesi, verimliliklerinin artırılması, sağlıklarının korunması, hastalıklarının tedavisi, salgın hastalıkların önlenmesi, hayvanlardan insanlara geçen hastalıklarda koruyucu hekimlik görevlerinin yerine getirilmesi, hayvansal ürünlerin niteliğinin ve insan sağlığına uygunluğunun kontrolü, çevre kirliliği, canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin pazarlanması konularında eğitim-öğretim, araştırma ve uygulamalar yapıldığını bildirdi.
Prof. Dr. Yarsan, Veteriner Fakültelerinde eğitim süresinin 5 yıl olup ilk 4 sene Teorik/Uygulama/Klinik Uygulama/Staj Eğitimi, son sene ise İntern Veteriner Hekimlik Eğitimi verildiğini belirtti. Veteriner Hekimliği Eğitim ve Öğretiminin genel kapsamları itibariyle; Ön Lisans Eğitimi - Lisans Eğitimi - Lisansüstü Eğitim - Uzmanlık Eğitimi ve Sürekli Eğitimi şeklinde ifade edilebileceğini söyledi.
Lisans eğitimindeki öncelikli amacın; Temel veteriner hizmetlerini yerine getirebilecek bilgi, beceri ve tutuma sahip olan, Ulusal ve Uluslararası düzeyde kabul edilen ölçütlerde Veteriner Hekim yetiştirmek olduğunu vurgulayan Yarsan, bu anlamda özellikle alt yapısı ve akademik kadrosu yeterli, ulusal ve uluslararası düzeylerde akredite fakültelerdeki eğitim/öğretimin son derece önemli olduğunu söyledi. Bugün için ülkemizdeki bir çok Fakültenin bu anlamda çalışmalar yaptığını, ulusal ölçekte Veteriner Eğitim Kurumları – VEDEK tarafından akredite 13 program; Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Birliği – EAEVE tarafından akredite 9 Fakülte bulunduğunu dile getirdi.

Veteriner Hekim Sayısı ve Görev Alanları

"Bugün ülkemizde, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi’ni de dahil edersek 31 Veteriner Fakültesi ve yaklaşık 40 bine yakın Veteriner Hekim mevcuttur," diyen Prof. Dr. Yarsan, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Belediyeler gibi birçok kamu kurumunda görev alan Veteriner Hekimlerin özel sektörde de çoğunlukla il ve ilçelerde açtıkları kliniklerde Hayvan sağlığını ve Halk sağlığını korumak için çalıştıklarını belirtti.
Prof. Dr. Yarsan, konuşmasını Latince bir ifadeyle tamamladı: “Medicina Hominem Curat, Veterinaria Humanitatem” yani “Beşerî hekim insanı tedavi eder, veteriner hekim insanlığı.”

Veteriner Hekimliğine İz Bırakanlar

Prof. Dr. Yarsan, tarihte iz bırakmış önemli veteriner hekimleri de andı:

Veteriner Hekim Mehmet Âkif Ersoy (Vatan Şairi” ve “Millî Şair): Türk şair, veteriner hekim, öğretmen ve siyasetçi. Mehmet Âkif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti ulusal marşı olan İstiklâl Marşı’nın yazarıdır. “Vatan Şairi” ve “Millî Şair” unvanları ile anılır. Mülkiye Baytar Mektebi, 1893 yılında Sivil Veteriner Okulu olarak ilk mezunlarını vermiş, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif (Ersoy) okul birincisi olarak mezun olmuştur. “Çünkü bir tecrübe etsen senin aklın da yatar. Bize insan hekiminden daha lazım Baytar”.

Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin AYGÜN (Türk Üniversal Antrax Aşısı): Haydarpaşa’daki Askeri Veteriner Okulunda 1910–1914 yıllarında öğrenimini sürdürürken I. Dünya savaşının çıkması üzerine zorunlu bir aradan sonra 1919–1920’de okulu tamamlayarak Veteriner Hekim Üsteğmen rütbesiyle orduya katılmıştır. Berlin Devlet Hıfzıssıhha Enstitüsünde bakteriyoloji, viroloji ve bulaşıcı hastalıklar ihtisasını yapmış, 1926 da Berlin Yüksek Veteriner Okulunda doktorasını almıştır. Yaptığı başarılı çalışmalar içinde tüm evcil hayvanlara ve insanlara bulaşan şarbon hastalığı için “Türk Üniversal Antrax Aşısı” bulunmaktadır. Türk Universal Anthrax Aşısı ve Dayanıklı Kuru Sığır Vebası Aşısını üretmiştir. Hücre kültürü çalışmalarının öncülüğünü yapmıştır.

Merver ANSEL (İlk Kadın Veteriner Hekim): 1902 yılında Kazakistan’da (Rusya’nın Erenburg kentinde) doğmuştur. Rusya’da tıp eğitimi görürken eğitimini yarım bırakıp Türkiye’ye gelir. Ankara’daki Yüksek Ziraat Enstitüsü Veteriner Fakültesi’ne 1933 yılında kaydını yaptırır. Rusya’da gördüğü tıp öğrenimi sırasında aldığı dersler nedeniyle 2 yıl sonra 1935 yılında ilk kadın Veteriner Hekim olarak mezun olur.

Mehmet Ali Bey: Türkiye’de veteriner hekimliğe hizmet eden meslek büyüklerimizin başında gelir. Mehmet Ali Bey, Türkiye’de ilk sivil veteriner okulunu, ilk sivil veteriner teşkilatını, ilk veteriner muavini okulunu, ilk meslek derneğini kuran; ilk mesleki dergiyi çıkaran, yurt dışına ilk öğrenci gönderen, Mehmet Akif Ersoy’u ve Ziya Gökalp’i yetiştiren kişidir. Mehmet Ali Bey, edebi yönü güçlü, güzel şiir ve yazı yazan, entelektüel bir insan olarak tanımlanmaktadır.

Jean-Marie Camile GUERİN: Fransız Veteriner Hekim Albert Calmette ile beraber BCG (Bacille Calmette-Guerin) isimli tüberküloz aşını yapmıştır.

Gaston RAMON: Tetanoz ve difteri toksinlerini bulmuş ve bu hastalıklara karşı aşı ve serum üretilmesini sağlamıştır.

Franz BENESCH: Spinal anesteziyi sığır ve atlarda kullanarak insan hekimliğinin özellikle doğum ve cerrahi alanlarında yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Frederick BANG: Bruselloza neden olan Brucella bovis’i identifiye etmiştir.

Cooper CURTIS: Paraziter hastalıklarda konakçıların oynadığı rolü açığa çıkarmış ve bu hastalıklarla mücadele için bazı yöntemler geliştirmiştir.

Karl MEYER: Konserve zehirlenmelerinin nedenlerini ve bunlardan korunma yollarını ortaya koymuştur.

Mahir BÜYÜKPAMUKÇU: Eğrelti otunun kanserojen etkisini bulmuştur.

Adil Mustafa ŞEHZADEBAŞI: Maurice Nicolle ile birlikte sığır vebası etkeninin filtrelerden geçebilen bir virus olduğunu bulmuştur.

{ "vars": { "account": "G-E7JE8FH3KL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }