Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker-İş) Genel Başkanı İsa Gök, nişasta bazlı şekerler (NBŞ), mısır şurubu ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların (YYT) insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Gök, özellikle ABD’nin mısır şurubuna yönelik yeni düzenlemelerinin, Şeker-İş’in yıllardır sürdürdüğü mücadeleyi doğrular nitelikte olduğunu söyledi.
Şeker-İş’in toplumsal sorumluluk bilinciyle yıllardır sadece ücret sendikacılığı değil, toplum sağlığını önceleyen bir yaklaşım sergilediğini vurgulayan İsa Gök, “ABD Başkanı Donald Trump’ın, Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr.’ın önerisiyle Coca-Cola gibi şirketlerin mısır şurubunu terk ederek pancar şekeri gibi doğal kaynaklara yönelmesi, geç de olsa bir itiraftır. Bu adım, bizim yıllardır ifade ettiğimiz bilimsel ve vicdani uyarıları teyit etmiştir,” dedi.
Gök, bu gelişmenin sadece sağlık açısından değil, Türkiye’nin stratejik değerlerini hedef alan küresel söylemlere de bir yanıt niteliği taşıdığını belirtti. Uluslararası kurumların Türkiye’deki şeker sektörüne dair yaptığı yanıltıcı açıklamaların, artık inandırıcılığını yitirdiğini dile getirdi.
“NBŞ ve YYT Türk tarımını ve ekonomisini tehdit ediyor”
İsa Gök, 2000’li yılların başından bu yana Şeker-İş Sendikası’nın mısır şurubu ve NBŞ’lere karşı yürüttüğü mücadeleye dikkat çekerek, bu ürünlerin sadece insan sağlığını değil, aynı zamanda Türk pancar şekeri sanayisini ve şeker pancarı tarımını da tehdit ettiğini vurguladı.
“Biz bu mücadeleyi verirken çok yalnız kaldık, ama kamuoyunun desteğini arkamıza almayı başardık,” diyen Gök, ithal edilen yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların miktarının net olarak bilinmemesinin ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğuna işaret etti.
“Vergilendirme ve denetim zafiyeti endişe verici boyutta”
YYT ithalatına uygulanan gümrük vergisi oranlarının artırılmamasını ve denetim eksikliklerini eleştiren Gök, bu ürünlerin kontrolsüz şekilde yaygınlaştığını belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın mevcut çabalarını desteklediklerini ifade eden Gök, yıllık denetim sayısının artırılması ve denetim sonuçlarının kamuoyuyla şeffaf şekilde paylaşılması gerektiğini söyledi.
“Sağlıklı gelecek için kolektif ahlaka ihtiyaç var”
Konunun sadece sağlık değil, aynı zamanda etik ve ahlaki bir sorumluluk olduğuna vurgu yapan İsa Gök, “Bu bedeli gelecek kuşaklar ödeyecek. Bu nedenle sadece bugünün değil, yarının da sağlığını düşünmek zorundayız,” dedi.
Gök, bu doğrultuda Türkiye’de sağlıklı ve doğal üretimi teşvik eden, gıda sektörünü denetim altına alan ve toplum yararını gözeten yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgulayarak açıklamasını sonlandırdı.