Her yıl 3 Kasım’da kutlanan Dünya Tek Sağlık Günü, bu yıl da insan, hayvan ve çevre sağlığının birbirine bağlı olduğuna dikkat çekti. Veteriner Farmakoloji ve Toksikoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ender Yarsan, yaptığı açıklamada, “Tek Sağlık yaklaşımı, insan, hayvan ve ekosistem sağlığını sürdürülebilir biçimde korumayı amaçlayan bütüncül bir vizyondur. Günümüzde bu vizyon, pandemilerden iklim krizine kadar tüm küresel tehditlerle mücadelede hayati önem taşıyor.” dedi.
2016 yılında Tek Sağlık Komisyonu ve Platformu tarafından resmî olarak ilan edilen “One Health (Tek Sağlık)” yaklaşımı, insanların, evcil ve yaban hayvanlarının, bitkilerin ve çevrenin ortak kaderini vurguluyor. Yarsan, “Temiz suya, güvenli gıdaya, sağlıklı ekosistemlere duyulan ortak ihtiyaç, artık bilimsel bir zorunluluk haline geldi.” sözleriyle yaklaşımın kapsamını özetledi.
Kökeni Hipokrat’a, gelişimi modern tıbba dayanıyor
Tek Sağlık kavramının temelleri antik çağlara kadar uzanıyor. Yarsan, “İlk kez Hipokrat, halk sağlığının temiz bir çevreye bağlı olduğunu söylemiştir. Fransız Devrimi döneminde insan, hayvan ve çevre sağlığının birlikteliği yeniden gündeme gelmiştir.” dedi.
19.yüzyılda Alman hekim Rudolf Virchow’un “zoonoz” terimini kullanarak, “İnsan ve hayvan hekimliği arasında bir sınır olmamalıdır.” sözleriyle modern Tek Sağlık anlayışının öncülüğünü yaptığını hatırlattı. Bu fikri daha sonra “Veteriner epidemiyolojinin babası” olarak bilinen Calvin Schwabe, “Tek Tıp” kavramıyla yeniden gündeme taşımış ve insan, hayvan, çevre sağlığının bütünlüğünü vurgulamıştır.
Zoonozlar ve iklim değişikliği en büyük tehdit
Prof. Dr. Yarsan, zoonotik hastalıkların insanlık için en ciddi sağlık risklerinden biri olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Mevcut insan bulaşıcı hastalıklarının yüzde 60’ı zoonotik, yeni ortaya çıkan hastalıkların yüzde 75’i ise hayvan kaynaklıdır. Ebola, HIV, influenza ve COVID-19 gibi salgınlar bu bağlantıyı açıkça ortaya koymuştur. Hastalıkların kaynağında, yani hayvansal kökeninde kontrol altına alınması, hem ekonomik hem de koruyucu sağlık açısından en etkili yoldur.”
Yarsan, ayrıca iklim değişikliğinin de hastalıkların yayılımını hızlandırdığını belirtti:
“Artan sıcaklıklar, hayvan göçlerini ve patojenlerin yayılma alanını değiştiriyor. 2030-2050 yılları arasında iklim değişikliğinin yılda 250 binden fazla ek ölüme yol açması bekleniyor.”
Antibiyotik direnci: Sessiz pandemi
Bir diğer küresel tehdit olarak antimikrobiyal direnç (AMR)’e değinen Yarsan, “2019’da 1,27 milyon kişi antibiyotik direnci nedeniyle hayatını kaybetti. Eğer önlem alınmazsa 2050’ye kadar bu sayı yılda 10 milyona ulaşabilir.” uyarısında bulundu.
Hayvan yetiştiriciliğinde ve tarımda bilinçsiz antibiyotik kullanımının, dirençli bakterilerin besin zinciri yoluyla insanlara geçmesine yol açtığını belirterek, “Bu durum Tek Sağlık yaklaşımının önemini bir kez daha gösteriyor.” dedi.
“Gıda güvenliği Tek Sağlık’ın merkezinde”
Gıda güvenliğinin insan sağlığının temel unsuru olduğunu vurgulayan Yarsan, “Birçok zoonotik hastalık gıda üretim zincirinde ortaya çıkıyor. Bu nedenle hem hayvan sağlığı hem gıda güvenliği, hem de halk sağlığı tek bir bütün olarak değerlendirilmelidir.” diye konuştu.
Ulusal ölçekte yapılması gerekenler
Yarsan, Türkiye’de Tek Sağlık yaklaşımının güçlendirilmesi için şu önerilerde bulundu:
-Sağlık ve Tarım Bakanlıkları bünyesinde güçlü bir “Veteriner Halk Sağlığı Birimi” kurulmalı,
-Zoonotik Hastalıklar Milli Komitesi etkin hale getirilmeli
-Antimikrobiyal direnç izleme sistemleri ulusal düzeyde oluşturulmalı
-Tıp ve Veteriner Fakülteleri arasında ortak çalışmalar artırılmalı,
-Tek Sağlık anlayışıyla kongre, sempozyum ve çalıştaylar yaygınlaştırılmalı.