İngiliz The Ekonomist dergisi kapaklarına  skandal veya sıra dışı mesajları taşıyarak devamlı gündem olmaya çalışıyor. Her nasılsa,bunların adına da kehanet diyorlar? Aslında hiç de öyle değil. 2018 yılı Ocak ayı kapağına bir baktığımızda, hemen sağ üst köşede “Amerikan meşalesi Sert rüzgârlar altında” başlığını görüyoruz.Onun biraz altında “Avrupa Birliği dökülüyor” ibaresi yer alıyor ve Avrupa Birliğini temsil eden bayrağın üstündeki yıldızdan bir tanesi (İngiltere)dökülüyor.

Aşağıdaki diğer resimlerde de başlıklar “Arap İsrail Sorunu” “Hibrit Araba Geldi”, “İklim Sorunlarına Devam”, “Üç Kutuplu Dünya”,“Uzaydan Wi-Fi Kontrol Altında”,“Petrol Savaşları”, “Mülteciler Sorunu” ve bir deköprü resmi var.Onu da Yavuz Sultan Selim köprüsüne benzetmişler sanki.Öteki konu başlıkları da; “Yeni oyuncu Çin, İngiltere, Fransa, Japonya Yedek kulübesinde” ibaresi ile“Dinler Arası Diyalog İslam’ı Ehlileştirmek İstedikleri Projesi”,“Robot Ve Mutant İnsanlar”“Netenyahuve Bilişimle Siyaset”, “Uzay Bilimine Devam”. İçlerinden engarip olanı da“Haçın Galibiyeti İçin Gerekirse  Biyolojik Savaş”yaparız diyorlar.Yani içlerindeki her türlü iyi-kötü beklentiyi gizlemeden açıkça yazmışlar hani.

 Bu gün için baktığımızda yapmak istedikleri ne varsa büyük çoğunluğunu da gerçekleştirmişler. İnsan kendine sorup duruyor daha neler yapacaklar, ne naneler yiyecekler acaba. Ama çok da düşünmeye gerek yok. 

Mesela şimdi 8 Ağustos 2020 kapağını bir inceleyelim.  Kapakta tek resim görünüyor. Mezun olan bir öğrenci portresi çizilmiş. Tabloda cübbe giymiş bir öğrenci kravat takmış,  önünde kırmızı fiyonklu bir diploma, başında mezuniyet kepi var AMA İÇİNDE İNSAN  YOK. Unutmadan belirteyim. Başlıkta daşöyle yazıyor:“Devamsız Öğrenci: “Covid19 Üniversiteyi Nasıl Değiştirecek”.Ne demek şimdi bu? Yazının alt başlığında da;“Covid19 Üniversiteler İçin Acı Verici Olacak Ama Aynı Zamanda Değişim Getirecek”  deniyor.

Bakın ben anlatayım.

Aslında dünyaya Coronapandemisini yayanlar  gerçekte ne yapmak istediklerini de gayet iyi biliyorlar. Yani söylenmek istenen şu; biz “Öncelikle Hristiyanlık adına savaşırız, dünyada başka din ve düşüncelere yer vermeyeceğiz” mesajıdır bu. Bunun yanı sıra siz Müslüman ülkeleri köle gözünde görüyoruzve elinizdeki bütün sermaye bizim, canımız istediği gibi kullanırız, engel olmak isteyeni de dünyadan sileriz”den başka bir şey değil. Bir de içi boş elbiseli mezun öğrenciden maksat; artık nasıl olsa uzaktan eğitim yapılacak onda da bizim programları kullanacaksınız, dolayısıyla öğrencilere istediğimiz kadar bilgi yükleyeceğiz ama bomboş yetiştirilecekler. İleride dünyayı tam bir cehalet bekliyor, diyorlar sanırım. Hâlbuki gerek savaşlardan, gerekeğitim projelerindenkendilerinden olan insanlar da fazlasıyla etkilenecek, kendi ülkeleri de bunu yaşayacak. Ama gelin görün ki bu  rezillerin umurunda değil.  Varsa yoksa petrol, altın,gümüş, silah ve güç her şey bizde, bizim tekelimizde olsun,  geri kalan dünya yanarsa yansın modundalar. Hatta bir de 2018'in kapak resminde bildirilen; petrol ile savaşlar arasındaki ilişki devam edecek, gerekirse nükleer güç kullanılacak yazılmış.  Yani kendi zevklerine kendi keyiflerine göre dünyada her çeşit sorun oluşturulacak, eğer itiraz eden olursa ellerindeki her çeşit silahla tehdit edip, yok edilecek. 

Şayet nükleer güç kullanılır ve 1940'larda Japonya'da yaptıkları katliam ve pervasızlık olursa, resmen 3. Dünya savaşı çıkar. Aman inşallah böyle bir deliliğe meydan verilmez. Böyle bir çılgınlık yapılmaz diye dua edelim. Bakın önceden kullandıkları nükleer bombaların tesiri hala Japonya'da devam ediyor. Hatta kazara meydana gelen bir olayda komşumuz Ukrayna'da 1986’da Çernobil Nükleer Santrali patladıktan sonra Karadeniz başta olmak üzere ülkemizin birçok şehrinde radyasyona bağlı yan etkiler görüldü. Hala bu patlamanın cezasını çeken insanlarımız var. Neredeyse  her çeşit kanserle karşı karşıya kalmış vatandaşlarımız bulunuyor? Birçok ocağı söndürüp gencecik insanları toprağa veren bu patlama ve radyasyon değil miydi? Birçok anneyi evlatsız, yavruları da anne babasız bırakmadı mı?  

Sonuç olarak; daha önceleri gözümüzde çok büyüttüğümüz medeniyetin beşiği diye yutturulanBirleşik devletler ile Avrupakendi içine düştükleri kuyudan çıkmaya çalışıyor. Ülkelerindeki insanlar kum gibi kaynıyor. Adalet ve insanlık meziyetlerinden yoksun bu memleketler patlamaya hazır bir bomba durumundalar. Başkalarına ayar verelim derken yarın ayarı fena bozulacak haldeler yani. İşte bizler bu yaşananlardan bir ders çıkaralım. Bizleri cahilleştirip kendilerine köle edecek sistemleri  onların beklemedikleri şekle çevirelim. Ülkemiz adına bu bir dijital dönüşüm olsun kendimize ait program ve yazılımlar geliştirmemize vesile olsun. Biz de kimseye  küsmeden kızmadan birbirimizin ayıbını aramadan ülkemize hizmet edelim. Yoksa bizlere çok daha ağır bedeller ve faturalar ödetecekler.  İnsanlara özgürlük diye pompaladıkları fakat başkasının kişisel hak ve düşüncelerini hiçe saydıkları dünyaları da kendilerine kalsın. Üç yanı denizlerle, dört yanı da düşmanlarla sarılı  ülkemizi pazarlayıp satmayalım. Eğitimde üzerimize düşen görevleri en iyi şekliyle yaparak bizi cahilleştirmeye çalışan bu zihniyete dersini verelim. Kalın sağlıcakla...

Dr. Öğr. Üyesi Hakan KEÇECİ
Bingöl Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Anabilim Dalı Başkanı