Haber: Muhammet Oluklu 

Açıklanan planda, hayvan ve hayvansal ürün arzının istikrarsızlığı, işletme büyüklüklerinin yeterli seviyede olmaması, soya fasulyesi, mısır başta olmak üzere yem üretiminin yetersizliği, girdi maliyetlerinin yüksekliği, kanatlı sektöründe yerli damızlık hayvan üretimi ve ticaretinde yetersizlik, hayvancılıkta meraların etkin kullanılmaması, sürü yöneticisi ve bakım elemanı yetersizliği ve kırmızı et üretiminde sığır varlığı içerisinde etçi ve kombine ırkların payının düşüklüğü gibi tespitler yer alıyor.

Bu tespitler doğrultusunda, planda yer alan ihtiyaçlar arasında, işletme büyüklüklerinin artırılması, sürü yöneticisi ve bakım elemanı istihdamının ve eğitiminin teşvik edilmesi, kanatlı sektöründe yerli damızlıkların (etçi-yumurtacı) üretimi ve sahada kullanımının yaygınlaştırılması, yem üretim havzalarının oluşturulması, mera ıslah ve amenajman projeleri ile yem hammaddelerinin üretiminin artırılmasına yönelik planlama yapılması ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin ve küçükbaş hayvan eti tüketiminin teşvik edilmesi yer alıyor.

 Sadece hayvancılık kısmından bakarak birkaç konuya dikkat çekmek isterim. Hayvansal üretimle ilgili performans göstergeler tablosuna bir baktığımızda, “neresinden başlayacağız” dedirten bir tablo görüyoruz;

Tabloda 2024 yılından itibaren her yıl bir önceki yıla göre artış oranlarını kırmızı ile belirtik. Yıllara göre tüm tarımsal üretimlerdeki artış sırasıyla yüzde olarak 100, 33,26,21,18 olarak yapılmış 2023-2028 arası yine tüm üretim miktarları 6 kat artacak şekilde yapılmış olduğu görülüyor.

İlk yıl olan çiğ süt üretimi % 100 artacak diyebilmek için ya mevcut sağmal hayvan sayımız iki katına çıkarttık denilmelidir (çıkartacağız değil) çünkü bu yılın ilk aylarında doğum yapmış/ yapacak damızlık analarımız olmalı ve yıl boyunca sağıp çiğ süt üretimini yüzde yüz arttıracağız denilebilsin. Bu kadar hayvanımız hali hazırda olmadığına göre sağmal sayımız kadar hayvan ithal edildi ve sağıma başlanıldı denilmeli ki (henüz o da yok) bu hedefi tutturacağız iddiamız olsun. Hayvan ıslahı yapıp süt verimini arttıracağız desek, bu da birkaç nesilde bile olacak iş değil. 2024 de hayvan sayısındaki artış oranının küçükbaşta % 3,23, büyükbaş hayvan sayısında % 0,4 olacak ama kırmızı et ve çiğ süt üretimi iki katına çıkacak demek nasıl bir hesaptır?

Kırmızı et üretiminde de aynı durum söz konusu; ya şu an besiye aldığımız hayvan sayısını iki katı besi materyali ürettik, besiye alıp yıl içinde keseceğiz denilmeli ya da buna ulaşmak için açıklananların hatta hayalimizin ötesinde besilik hayvan ithalat yapacağız demektir.

Mevcut hayvanları besleyemezken maliyetleri düşüremezken, iki katı üretim yapmak için bir yılda maliyetleri düşürmek için ne yaptık da ve bunlara yeterli yemi nasıl üretebileceğiz sorusu aklıma geldi sorsak mı bilemedim.

Şöyle bir sonuç çıkıyor ithal hayvanı ithal yemle ülkede besleyip yerli üretim yaptık mı diyeceğiz. Hadi bunu beside bir miktar yaptık diyelim. Çiğ süt üretimini bir yıl içinde ne yaparak ikiye katlayacağız. Süt tozu ithal edip sulandırıp paketleyerek süt ürettik mi diyeceğiz. Ama onun adı da çiğ süt üretimi olmaz.   

İthal Hayvanlar Hastalık mı Yayıyor? İthal Hayvanlar Hastalık mı Yayıyor?

Kırmızı et ve çiğ süt üretimi başta olmak üzere 2023 - 2028 arası her yıl için tüm üretimlerin miktarları aynı oranda artacak şekilde yapılmış ve dönem sonunda yine tüm üretim kalemlerinde 6 kat artış olacak şekilde yapılmış olduğu görülüyor. Hem ilk yılda tüm üretimlerin % 100 artması, hem de yıllara göre tüm kalemlerde aynı artış oranının olması sektörün ve ülkenin gerçeklerine uygun olamayan bir durumdur.

Mera ve yem bitkileri üretim hedefleri de öngörülen hedeflerden uzak temennilerden ibaret görünüyor. Sayın Bakan’ın bu plandaki hedefleri koyanlardan ikna edici bir açıklama istemesinde ve ülke gerçeklerine göre plan hedeflerinin tümünün revize edilmesinde yarar vardır. Islah, kapasite genişletme vb. uzun yıllar gerektiren argümanlara dayalı 2024-2028 arası hedeflerinin de gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. İlk yıla ait hedefler ise astronotumuzda önce uzaya çıkmış görünüyor.

“Makul” olan yüksek hedeflere biraz zorlanarak ulaşılabilir. Ama “imkânsız”, mevcut şartlar göre mümkün olmayan demektir. Bu planın hangi sınıfa girdiğini anlamak için ilk yılın % 100 olan hedeflerine kalan süre bu günden itibaren 11 aydır.  

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Cumhurbaşkanlığına yönelik stratejik hedefleri açıklaması ve hesapları da yaparken kümülatif üzerinden yapması sektörün kafasını karıştırdı. Kümülatif rakamlar, sektörde bir algı yaratırken sektörün beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamaktan çok kafasını karıştıran ve hayal kırıklığı yaratan bir tablo ortaya çıkartıyor.

Editör: Haber Merkezi