CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde’de yıllardır besicilik yapan Nazmi Güçlü’yü çiftliğinde ziyaret etti. Hayvancılık sektörünün karşı karşıya olduğu kriz, hem üretici hem de tüketici cephesinden tüm yönleriyle masaya yatırıldı.
Gürer: “İthalat çözüm olmadı”
Ziyaret sonrası değerlendirmelerde bulunan CHP’li Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin hayvancılıkta giderek derinleşen bir darboğaza girdiğine dikkat çekti:
“Ülkemizde 16 milyon 800 bin büyükbaş hayvan varlığına rağmen etteki açık kapanmıyor. Yalnızca 2023 yılında dana eti ithalatı 18 kat artmış. 2010’dan bu yana 11 milyon hayvan ithal edilmiş, 12 milyar dolar yurt dışına gitmiş. Buna rağmen hâlâ kalıcı bir çözüm sağlanamamış.”
Süt üretimindeki düşüşe de dikkat çeken Gürer, “Çiğ sütün litresi 18 lira 35 kuruşa çıkarıldı ama maliyet bazı bölgelerde 20 lirayı buluyor. Üretici bu yüzden hayvanını kesime gönderiyor” dedi.
Nazmi Güçlü: “Besici para kazanamıyor, iki yılda bırakıyor”
Yıllardır besicilikle uğraşan Nazmi Güçlü ise yaşadıkları ekonomik sıkıntıyı şu sözlerle özetledi:
“Yıllardır bu işi yapan biri olarak şu anda Türkiye’de hayvancılıkla uğraşanların mutlu olduğunu söylemek mümkün değil. Küçükbaşta maliyet 12-13 bin lirayı buluyor ama kestirince 11.000-11.500 liraya satabiliyoruz. Zarar ediyoruz.”
Finansman sıkıntısına da değinen Güçlü, “Faizler hâlâ yüksek. Öz sermayesi olmayan zaten bu işi sürdüremiyor. Küçükbaş ya da büyükbaş besiciliğe girenlerin çoğu en fazla iki yılda bırakıyor,” ifadelerini kullandı.
“100 baş hayvanın maliyeti 13 milyon lira”
Büyükbaş besicilikteki maliyet artışına dikkat çeken Güçlü, durumun vahametini rakamlarla açıkladı:
“Bir dana 80-90 bin lira. 100 dana alınırsa sadece hayvan alım maliyeti 9 milyon lira. Yem, bakım, işçilik derken toplam 12-13 milyon liraya çıkıyor. Bu parayı kim verip de besicilik yapar?”
Süt üretiminde ise küçük üreticilerin hâlâ zarar ettiğini belirten Güçlü, “Yemin kilosu 17-18 lira. Sütün kilosu 12-14 lira. Bu karşılamıyor. Çobanın maaşı 45-50 bin lira. Devlet bu maliyetleri karşılamalı” dedi.
Gürer: “Anaç hayvanlar bile kesime gidiyor”
Et açığını ithalatla kapatmaya çalışan anlayışı eleştiren Ömer Fethi Gürer, doğurgan hayvanların bile kesime gittiğini vurguladı:
“Yem sorunu, ahır sorunu, elektrik ve su giderleri, veteriner, bakım, aşı… Bunların hepsi büyük yük. Ama hükümet bu giderleri azaltmak için bir şey yapmıyor. Et ithalatıyla çözüm aranıyor ama yetişilemiyor. Türkiye’de hayvan varlığı giderek azalıyor. Bu da ithalat ihtiyacını daha da artırıyor.”
“Beş yılda 20 besiciden geriye 1-2 kişi kaldı”
Besici Nazmi Güçlü, sektördeki daralmanın somut örneğini kendi bölgesinden verdi:
“Beş yıl önce 20 besici vardı, şimdi 1-2 kişi kaldı. Dişi hayvanlar kesime gidince 4-5 buzağı da onunla birlikte yok oluyor. Üretim olmayınca fiyatlar yükseliyor, ithalat artıyor, üretici ise bitiyor.”
“Et tüketimi yüzde 100 düştü”
Tüketici cephesindeki sıkıntıya da dikkat çeken Güçlü, “Geçen yıla göre bu yıl kasaplık hayvan eti tüketiminde iş yerlerinde %100’e varan düşüş var. Emekliler, asgari ücretliler eti tüketemiyor,” dedi.
Gürer: “Çoban sigortasını devlet ödesin”
Hayvancılığın sürdürülebilirliğine dair önerilerini sıralayan CHP’li Gürer, şu maddelere dikkat çekti:
• Çobanların sosyal güvenlik primi devlet tarafından ödenmeli.
• Kırsalda üretim yapan kadın, genç ve ailelere SGK desteği sağlanmalı.
• Ahır giderleri destek kapsamına alınmalı.
• Aşılar yeniden ücretsiz olmalı.
“Samanın ton fiyatı 3.000-3.500 lira. Konya’da yonca 9.000 liraya alınıyor, İzmir’de 13.000 liraya satılıyor. Nakliye, işçilik, ilaç, aşı, yem… Hepsi maliyet,” dedi.
“Kurbanlık yerine yenisini koyamadık”
Nazmi Güçlü, Kurban Bayramı’nda sattıkları hayvanların yerine yenisini alamadıklarını ifade ederek, “Borcumuzu ödedik ama yeni hayvan alacak paramız kalmadı,” dedi.
“Kaliteli besilik dana 80-85 bin lira. Niğde’de dana kuşbaşı eti 600, koyun pirzolası 700-750 lira. İthal hayvan besleyenlerin sayısı da azaldı çünkü o bile artık cazip değil.”
“Nakliye, işçilik, her şey yük”
Çiftçilik yapmadan hayvancılığı sürdürmenin neredeyse imkânsız hâle geldiğini belirten Güçlü, sözlerini şöyle noktaladı:
“Nakliye, işçilik, indirme-bindirme derken masraf üstüne masraf biniyor. Bu iş her geçen gün daha da zorlaşıyor.”