Islah sisteminin temel direkleri; güvenilir ve yeterli ölçüde kayıt, bilimsel yöntemlerle değerlendirme, ıslah hedefine uygun eşleştirmedir.

Cemaati biraz kalabalık bulan hoca, anlattıkça coşar. İman, tasavvuf, tefekkür, zikir, şükür, sabır derken dinleyenler uyuklamaya başlayınca, Leyla ile Mecnun hikâyesini araya sokarak dinleyenlerin ilgisini çeker ve Leyla’dan Mevla aşkına geçiş yaparak tekrar asıl konuya döner. Bir süre sonra yine dikkatler dağılır, cemaat uyuklamaya başlar. Hoca konuşmanın sonuna doğru bir sorusu olan var mı deyince, kimseden ses çıkmazken son anda bir kişi el kaldırır;

 -“Güzel anlattınız, çok bilgilendim. Allah razı olsun. Ancak, bir konuyu merak ettim.”

-“Nedir o” denilince de sorar;

-“Hocam, tam anlayamadım; Leyla, Mecnun’un nesi oluyordu?”

Tarımsal konuların çoğunda, özellikle de hayvan ıslahı konusunda iletişim ortamı, çoğu zaman bu şekle dönüşebiliyor maalesef. Çiftçilerimizden konuyla ilgilenenlerin, hayvan ıslahı alanında kendilerine yol göstermesi gerekenlerin çoğundan daha fazla konuya hâkim olduklarını ya da daha açık fikirli olduklarını görmüşümdür. Islah, süreklilik ve istikrar gerektiren sistematik bir organizasyonla yapılabilen bir iştir. Aksi halde, kişilere bağlı çabalar olarak kalabiliyor. Değerli çiftçilerimiz için, Damızlık, ıslah sisteminin nesi oluyor konusunu mümkün olduğunca sade bir üslup ile ve melezleme konusunu başka bir yazıya bırakarak, saf yetiştirmede damızlık değerlendirme sistemi konusu üzerinden bir özet yapmak istedim.

Islah sistemlerinin temel amacı “kaliteli” damızlık üretmek ve bu üretimi devamlı ve sistematik kılmaktır. Damızlıkların genetik kapasitesi, hem istenilen verim özellikler yönünden hem de bu özelliğini yavrularına aktarma kabiliyeti bakımından yüksek olmalı ki, sürülerdeki verim artışı sağlanabilsin. Ekonomik önemi olan verim özelliklerinin çok sayıda gen tarafından belirleniyor olması nedeniyle doğal ortamdaki belli erkeklerin baskın olduğu hiyerarşik yapıda, ya da işletmelerde belirli bir hedef olmaksızın yapılan eşleşmeler sonucu verim özelliklerini taşıyan genler, sürüyü oluşturan tüm fertlerde aynı şekilde yoğunlaşmaz. Bu durum da, fertler arasında varyasyon dediğimiz farklı değerler şeklinde verim özellikleri görülür.     

Sürülerin, herhangi bir ekonomik özellik bakımından verimlerinin yükseltilmesi, homojen hale getirilmesi nesilleri kapsayan uzun sürede ve sabırla kaydedilen et, süt, büyüme performansını gösteren veriler ve sağlık kayıtları, fenotipik değerlendirme (ırka özgü dış görünüş özellikleri) gibi verilerin, bilimsel metotlarla değerlendirilip hesaplanarak elde edilen damızlık değerlerine göre öne çıkan, yüksek genetik kapasiteye sahip olduğu tahmin edilen, hesaplanan hayvanların kontrollü çiftleştirmesi ile sağlanabilir. Bu tahmin ya da hesaplamalar başlangıçta daha basit yöntemlere göre yapılmakta iken, bilimsel sürece paralel olarak gelişmektedir.

İlk çalışmalar, Robert Bakewell (1725–1795) tarafından hayvan kayıtlarının tutulması ile başlamış olup daha sonra sistematik olarak ıslah faaliyetlerinde kullanılacak veriler elde edilebilmiştir. Bilimsel hayvan ıslahının temellerinin de bu çalışmalar olduğu söylenir. Ciddi bir kayıt sistemi yoksa ıslahtan bahsedilemez. Boğaların damızlık değerlendirme süreci üzerinden konuyu inceleyelim.

Progeny Test; Yavrularının verim ortalamasına göre boğanın damızlık değerini belirleme sistemidir. Üretilmesi planlanan sperma miktarı hedeflerine göre sütçü, etçi ya da kombine verim yönüne göre çalışılan ırktan, her yıl yüksek verim yetenekli baba ve analardan doğan yavrulardan 1-1.5 yaşında (diyelim ki) 40-50 baş genç boğa seçilir. Bunlardan her biri sun’i tohumlama yoluyla değişik sürülerdeki aynı ırk ineklerle rastgele birleştirilir. Ortalama olarak her genç boğanın 300-500 ineği tohumlaması sağlanır. Her boğanın erkek yavrularından 15-20 tanesi alınarak merkezi bir test çiftliğine getirilir. Burada 6 aylıktan 1 yaşına kadar eşit koşullar altında besiye alınırlar. Yavruların bireysel canlı ağırlık kazancı, yemden yararlanma, karkas randımanı ve karkas özellikleri belirlenir. Her boğanın bütün kızları doğdukları çiftliklerde büyütülerek ilk doğumlarını yaptıklarında süt verim kontrolleri, ilk laktasyon süt verimleri, sütteki yağ ve protein oranları, laktasyon süreleri kaydedilir.

Başlangıçta teste alınan 40-50 boğa, yavrularının verim ortalamalarına göre değerlendirilir. Bunlar arasından en iyi 8-10 tanesi seçilerek suni tohumlama yoluyla ülkedeki ineklerin tohumlamasında yaygın olarak kullanılırlar. Ayrıca, bu 8-10 boğa, ülkedeki en yüksek verimli ineklerle anlaşmalı olarak birleştirilirler. Bu şekilde doğan erkek yavrulardan 40-50 tanesi satın alınarak yeni bir test grubu oluşturulur. Yani, her yıl yeni bir genç boğa grubu teste alınır. Bunlar da aynı şekilde teste tabi tutularak progeny test işlemi sürekli hale getirilir. Böylece herhangi bir yılda boğa merkezinde; teste o yıl alınmış 40-50 genç boğa, testi yeni tamamlanmış boğalar ve testi daha önce belirlenip alıkonulmuş “yaşlı” boğalar bulunur.

Başarılı Bir Progeny Test için gerekenler;

-Teste alınacak boğa adayları, ülkedeki en iyi boğalar ve ineklerin birleşmesinden doğmalıdır.

-Her genç boğa en az 300 inekle birleştirilmelidir. Her boğaya verilecek inekler rastgele belirlenmeli ve değişik koşullardaki işletmelerde bulunmalıdır. Ayrıca bu işletmelerde süt verim kontrolleri, sağlık kayıtları vb işletme kayıtları ciddiyetle tutulmalıdır.

-Kullanılan boğalardan elde edilen yavrular arasında verimleri belirleninceye kadar ele alınan özellikler yönünden herhangi bir ayıklama yapılmamalıdır.

-Boğa başına elde edilecek yavru sayısı yeterli olmalıdır. Süt verimi için en az 100 dişi yavru, et verimi için ise en az 15 erkek yavru kullanılmalıdır.

-Boğaların yavru grupları arasında sistematik çevre farklılıkları olmamalıdır. Yavru grupları arasında bakım, besleme, idare ve diğer çevre koşullan yönünden ayırım yapılmamalıdır.

-Test sürecinde teste alınan boğaların her birinden sürekli olarak sperma alıp dondurulmalı ve saklanmalıdır.

Test sonunda; sadece en başarılı olarak seçilen boğaların depolanmış, saklanmış olan spermaları ülke düzeyinde yaygın olarak kullanılır.

Genomik Değerlendirme; Basit anlatımla, yapısal ve işlevsel fonksiyonları kodlayan genlerin birbirleriyle, verimlerle, çevreyle etkileşimini hesaplama, belirleme, tahmin etmeye çalışarak damızlık seçimidir.

Referans popülasyondaki yani, aynı ırktan hayvanların saf olarak yetiştirildiği işletmelerdeki hayvanların genetik ve fenotip/dış görünüş bilgilerinin kombinasyonuyla, ilişkilendirilmesi ile Genomik Yetiştirme Değeri hesaplanır. Referans sürülerin dışından seçilen aday hayvanların genetik analiz sonuçlarının bu değere ne kadar uyumlu olduğuna göre tahmini damızlık değerleri hesaplanarak, belirli bir değerin üstünde olanlar damızlıkta kullanılır.  

Verim ve diğer yetiştirme kayıtlarının düzenli olarak kaydedilmesi işin temelidir. Sütçü sığırlarda referans olarak kullanılabilecek geniş sürülerin mevcudiyeti, genomik seleksiyon uygulamalarını diğer çiftlik hayvanlarına göre daha mümkün hale getirmiştir. Bu yöntem ile mastitis, vücut skoru ve topallık gibi karakterlerin de genetik yapısı değerlendirilerek etkili seleksiyon uygulamaları yapılmaktadır. Genomik değerlendirme ile süt sığırcılığında progeny test’de kullanılan boğa sayısı azaltılmıştır. Sütçü ırk sığırlarda genetik ilerleme oranı % 60’tan fazla artmıştır. En büyük avantajı inekler ile henüz hiç kızı olmamış boğa adaylarına sunmaktadır. Bu durumdaki holstein boğa adaylarının tüm karakterler için güvenilirliği % 60 olarak tahmin edilmiştir.

Testler sonucunda boğa adaylarından sadece damızlık değeri kanıtlanmış olanların (proven bulls) spermaları kullanılır. Bu ülkeler, test aşamasında stoklanan ve sonuçta belli bir değerin altında kalan test boğalarının spermalarını ülkeleri içinde kullanmazlar. Normalde imha edecekleri bu spermaları genel olarak, ıslah sistemi olamayan ya da varmış gibi görünen ve ıslah sistemleri damızlık üretme hedefine uygun olmayan ülkelere ihraç etmektedirler.   

Ülkeler, kendi şartlarında yetiştirilen her ırka ait referans sürülerde kayıtlar alınarak progeny test ve/veya genomik değerlendirme ile ülke şartlarında yetiştirilen sürülerden damızlık seçme sistemi kurarlar. İhtiyaç duyulması halinde, ülke ortalamasının üstünde genetik potansiyele sahip aynı ırka ait “proven” boğalara ait spermalarla tohumlama; o ülkedeki referans sürülerdeki genetik havuzu genişletmek, genetik kapasiteyi yükseltmek için ve ıslah sistemindeki damızlık seçme sürecine entegre edilecek şekilde yaparlar. Sadece, sürekli sperma ya da boğa ithal edilerek tohumlama yapmak ülkede planlı, sağlıklı bir ıslah sitemi olduğunu, yürütüldüğünü göstermez. Böyle bir mekanizma, o ülke şartlarında damızlık değeri belirlenmiş boğaların üretilmesini de sağlamaz.

Progeny test, verilerin ciddiyetle tutulduğu referans sürülerde sürekli tekrarlayan bir döngü halinde devam ettirilmelidir. Benzer şekilde genomik seleksiyonda da, aynı ırka ait yeterli büyüklükteki referans sürülerde hesaplanan yetiştirme değeri de bir defa belirleyip biten bir işlem değildir. Verime ilişkin gen grupları nesiller değiştikçe genetik dizilimde aynı lokasyonda olmayabilir, değişme olur. Bu nedenle referans sürülerde kayıtlar ciddiyetle tutulmaya devam edilerek Genomik Yetiştirme Değeri verileri ortalama beş yılda bir güncellenecek şekilde sistem işletilmelidir. Yüksek genetik kapasiteye sahip olsa da, her boğanın bu özelliklerini yavrularına aktarma kabiliyeti aynı düzeyde olmaz demiştik. Bu nedenle genomik değerlendirme ile sperması üretilen boğaların yavrularına ait verim ve performans kayıtları da tutularak boğaların damızlık değerinin güvenilirliği arttırılır.

Bir ülkede kendi işletmelerinden seçilen boğalardan üretilen dondurulmuş spermalara çiftçilerin ve Damızlık Birliklerinin rağbetinin az olması ve ithal spermaya yönelmeleri, işletmelerde tutulması öngörülen kayıtları ve damızlık değerlendirme sistemini yeterli ve güvenilir görmediklerini gösterir. Buna dair sistem eleştirileri çiftçiler ve birliklerince de yapılır hale gelmişse sistem çalışmıyor demektir. Islah kayıtlarının makul sayıda işletmede, yeterli sayıda hayvanda, daha geniş perspektifte, daha fazla ve yeterli veri alınarak yapılması, verilerin doğru ve güvenilir bir yöntemle alınması, bilimsel yöntemlerle değerlendirilmesi için köklü bir düzenleme gerekir. Ülkedeki ıslah sisteminden seçilen boğaların damızlık değerlerine güven ve spermalarına talep ancak bu yol ile arttırılabilecektir.

Özet olarak; Islah sisteminin çıktısı kaliteli damızlık üretmektir. Islah programı hedefine uygun, günü birlik kararlarla zikzak yapmadan ve kararlılıkla uygulanmalıdır. Bir miktar boğa seçince biten bir işlem de değildir, süreklilik gerekir. Güvenilir ve yeterli ölçüde kayıt, bilimsel yöntemlerle damızlık değeri belirleme, ıslah hedefine uygun eşleştirme işin özetidir.

Her alanda olduğu gibi, ülkemiz hayvansal üretim konusunda da daha iyisini yapabilecek potansiyele sahiptir. Çalışkan ve sabırlı çiftçimiz, bu potansiyelin temelini oluşturmaktadır. Tüm çiftçilerimize bol ve bereketli kazançlar dilerim.