Tüm dünyada Korona Virüsü (COVID-19) salgını nedeniyle hayat durdu.
Okullar tatil oldu, marketlerde kolonya, kağıt peçete, un, yağ, salça ve makarna rafları boşaldı.
Online eğitime geçiş yapıldı. Pek çok kurum ve kuruluşta, Ülkemizde pek de yaygın olmayan evden çalışma (Home Office) sistemine geçildi.

Sosyal mecralarda eller nasıl yıkanır, koronadan nasıl korunurum gibi içerikler oldukça popüler oldu.
Bitki karışımları ve tamamlayıcı ürünler ise herkesin gündemine oturmuş durumda.

Korona salgını nedeniyle herkes bağışıklık sistemini güçlendirmek için çabalıyor. Sosyal izolasyon ile el ve vücut hijyeni en önemli tedbir.
Peki bitkilerin birbirleri ile bilinçsiz bir şekilde karıştırılması nasıl sorunlara yol açar bu panik ortamında bunu hiç düşündünüz mü?
Her şeyden önce gebelik durumunuz veya şeker, kalp, tansiyon vb. rahatsızlıklarınız var ise mutlaka hekiminize danışarak, izin verdiği bitki çaylarını yine belirttiği ölçüde ve uygun demleme tekniklerini kullanarak tüketmelisiniz.

Papatya ve yasemin çayını fazla kaçırıp uyuklamak, biberiye ve kekik çaylarını bilinçsiz tüketip tansiyonunuzu oynatmak, sinameki kullanımını abartıp bağırsaklarınızı tembelleştirmek istemiyorsanız tabi.

“Uygun olmayan şekilde hazırlanan bitkiler faydadan çok zarar verir”
Demleyeceğiniz bitkilerin seçimine ve kullanımına oldukça dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle karışım olarak sunulan hazır bitki çaylarının etiketini mutlaka okumalı, içeriği hakkında bilgi sahibi olmalısınız. Nereden toplandığı belli olmayan bitkileri ise kullanmamanızı tavsiye ederim. Hele ki şu günlerde el ile temas edilebilen, ambalajsız ürünlerden uzak durmakta fayda var.
Ihlamur, ekinezya, zencefil, adaçayı, kuşburnu gibi bitki çaylarının bağışıklık sistemini güçlendirdiğini bilmeyen kalmamıştır. Fakat, bu bitkilerin beklediğiniz yararı sağlayabilmesi için bilinçli hazırlanması gerekiyor.

Adaçayını sıcak su ile demleyerek kullanabilirsiniz. Aynı zamanda boğaz rahatsızlıklarına da iyi geldiği için gargara da yapabilirsiniz.
Soğuk algınlığına iyi gelen ve özellikle boğazı ve göğsü rahatlattığı için kullandığımız ıhlamur çiçeklerini, bilinenin aksine kaynatmayıp yine demleyerek kullanmalıyız.

Ekinezya yine pek çoğumuzun kış aylarında sıklıkla tükettiği bir bitkidir. Onu da kaynamış suda demleyerek tüketebilirsiniz. Yine fazla tüketiminde mide bulantısı ve baş ağrısına yol açar.
Ortalama demleme süresi 10-15 dakika aralığında, ağzı kapalı olarak yapılmalıdır.

Bitki çaylarını şekersiz içemiyorum derseniz şeker yerine bir kaşık bal kullanmanızı öneririz. Balın sıcak suda etkisinin sadece tatlandırıcı mahiyetinde olacağını ise unutmayın.
Şifa kaynağı arı ürünlerini bu süreçte önemseyelim. Balı, toz zencefil, toz zerdeçal ve toz tarçın karışımı ile oldukça lezzetli bir şekilde tüketebileceğinizi söylemeden geçmeyelim.
Bu süreçte bol su içmeye ve portakal, mandalina, yeşil biber, bol bol yeşil yapraklı sebze ve kök sebzeleri tüketmeye özen gösterelim. Meyveleri ve sebzeleri iyice yıkadıktan ve soyduktan sonra bıçaklarımızı tekrar sudan geçirerek dilimleyelim.

Yazının içerisinde de belirttiğim gibi doktorunuza sormadan bilinçsizce bitki tüketiminden uzak duralım. Hiçbir ürün tek başına mucizeler yaratmaz. Sağlıklı beslenmeli, bol su tüketmeli, evimizi ve çalışma ortamımızı sıklıkla havalandırmalı, vücut hijyenimize oldukça özen göstermeliyiz.
Lütfen, imkânınız varsa evde kalın. Bana bir şey olmaz dediğiniz anda risk grubunda olan yakınlarınızı hatırlayın.
Sağlıklı günlerde görüşmek üzere.

Buket SAKMANLI APAYDIN
Ziraat Mühendisi
TAGYAD Yön. Kur. Üyesi