TMSF tarafından 12 Ekim tarihinde satışa çıkarılan Aynes Gıda’ya Tarım ve Kredi Kooperatifleri tarafından 300 milyon TL teklif edildi. Şirketin pazarlık usulüyle satışının yapılıp yapılmayacağı ve izin verilmesi durumunda 15 Ekim tarihinde satışın yapılmasına karar verildi. Ancak şirketin satışının yapılıp yapılmadığıyla ilgili TMSF tarafından bir açıklama yapılmadı.
Aynes Gıda’nın kayyımdan önceki yönetim kurulu başkanı Nevzat Serin ve avukatları tarafından satışla ilgili açıklama yapıldı. Açıklamada, “TMSF tarafından kayyım sıfatıyla yönetilmeden evvel Yönetim Kurulu Başkanlığını Müvekkil Nevzat Serin’in yürüttüğü Aynes Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ. hiçbir hukuki dayanak olmaksızın satışa çıkarılmıştır. Satış ilanı 28.08.2021 tarih 31582 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve ihale günü 12.10.2021, muhammen bedel ise 667 milyon Türk Lirası olarak belirlenmiştir.” denildi.
Satış için belirlenen muhammen bedele ve satışla ilgili kamuoyuna daha önce açıklama yapıldığı ifade edilen açıklamada, “12.10.2021 (Salı) günü saat 14.30’da gerçekleşen İhalede, Tarım ve Kredi Kooperatifleri Aynes Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ.’İ İçin 300 Milyon Türk Lirası yani muhammen bedelin varışından bile az bir
teklifte bulunmuştur. TMSF, teklifin muhammen bedelin altında olması nedeniyle ihalenin pazarlık usulüyle devam edip etmeyeceğine kurul tarafından karar verileceğini, İhalenin devamı yönünde karar çıkması halinde satışın pazarlık usulüyle 15.10.2021 tarihinde gerçekleştirileceğini kamuoyuna açıklamıştır.” denildi.
ŞİRKETİN SATILIP SATILMADIĞI BİLİNMİYOR
Şirketin satılıp satılmadığının dahi bilinmediği ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “TMSF gerek Müvekkili ve gerekse kamuoyunu doğrudan İlgilendiren bu hususta, İlgili İdari İşlem bir yargılamaya konu edilmiş olmasına rağmen hiçbir bilgilendirme yapmamıştır. Hali hazırda Müvekkil mülkiyet hakkının haiz olduğu 27 yıllık şirketinin satılıp satılmadığım dahi bilmemektedir.
Dahası, İşbu satış kararının İptali talepli davanın görüldüğü İstanbul
2. İdare Mahkemesine de konu İle alakalı hiçbir beyanda bulunulmamıştır.
TMSF bu tavrıyla, kuruma kanunla tanınmış yetki ve İmkanları keyfi biçimde kullandığım, şeffaflık ve hesap verilebilirlik adına hiçbir kaygı taşımadığını bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin mahkemelerini ve mülkiyet hakkı Anayasa İle korunan vatandaşlarını yok sayan TMSF yetkililerini derhal bu keyfi tutumlarından vazgeçmeye ve sürece İlişkin İlgili mahkemeye ve kamuoyuna detaylı bir izahat vermeye davet ediyor, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, temelini
Anayasasından alan kanunlarla yönetildiğini, her kişi ve kurumun bu kanunlara uymakla mükellef olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz. “