Kırsal alan, altyapı ve sosyal hizmetler imkanlarından yeterince yararlanamayan metropol yerleşim alanları dışında kalan il, ilçe, köy ve mezraların oluşturduğu mekânsal alan olarak tanımlanmaktadır. Kırsal alanlar, ayrıca, kentli nüfus ile güçlü sosyal bağları olan ve bu kesim için dinlenme hizmeti sunan mekânları da ifade etmektedir (Gülçubuk, 2005).
Kırsal kalkınma; kırsal alanlarda yaşayan insanların sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan yapısını değiştirecek biçimde üretim, gelir ve refah düzeylerinin geliştirilmesi, dengesizliklerin giderilmesi, kentsel alanlarda mevcut fiziksel ve toplumsal alt yapının kırsal alanlarda da oluşturulması, tarımsal ürünlerin daha iyi değerlendirilmesi yönündeki süreçleri, etkinlik ve örgütlenmeleri ifade etmekte ve stratejik önemini korumaktadır (Özdemir 2012,Can 2007).
            Türkiye İstatistik Kurumu 2016 verilerine göre, Türkiye'nin nüfusu 2016'da 79 milyon 814 bin 871 kişiyi bulurken, belde ve köylerde yaşayanların oranı ise toplam nüfusun yüzde 7,7'si olup, 6 milyon 145 bin 745 düzeyindedir(TÜİK 2017). Türkiye'de kırsal yerleşimlerin kalkındırılması ve kırsal nüfus yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, Cumhuriyetin kuruluş yıllarına kadar gitmektedir(Gülçubuk, 2005). Bu çözüm yollarından biriside, hayvansal üretimin kollarından olan arıcılığın geliştirilmesi üzerinde şekillendirilmiştir.  
            Arıcılık, bitkisel kaynakları, arıyı ve emeği kullanarak, insanın varoluşundan bu yana beslenme ve sağlığını koruma amacıyla kullanmaktan vazgeçemediği bal, polen, arı sütü, propolis, arı zehri gibi ürünler ile günümüzde arıcılığın önemli gelir unsurlarından olan ana arı, oğul gibi canlı materyalleri üretme faaliyetidir. Arıların bitkilerin tozlaşmasındaki etkisi de dikkate alındığında, arıcılığın tarım sektörü içindeki rolü daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ülke ekonomisine önemli katkısı olan arıcılık, dünyanın çoğu ülkesinde ve ülkemizde yaygın olarak yapılmaktadır (Fıratlı ve ark. 2000). Arıcılık, ülkemizde az topraklı veya topraksız çiftçilere güvenli bir iş ve gelir imkânı yaratması, orman içi ve kenarı köylerde yani kırsalda yaşayan halkı kalkındırmak bakımından da önemli bir tarımsal faaliyettir ( Kutlu, 1998).
            Bu açıdan bakıldığında ülkemizde arıcılığın, kırsalda yaşayan az topraklı veya topraksız nüfusun kalkınması açısından önemli katkılar sağlayabilecek faaliyetlerden en önemlisi olarak ortaya çıktığını belirten çok sayıda çalışma bulunmaktadır.( Erkan,2001, Kutlu, 2014 Çakmak, 2003,Kekeçoğlu.2007 ). Arıcılık, kendi işgücünü, kıt kaynaklarını ve bilgisini kullanmaktan başka alternatifi olmayan insanların bulunduğu alanlarda veya yayla ve meralarda gelir ve istihdam yaratarak kırsal kalkınmaya katkı sunduğu tarımsal bir faaliyettir (FAO, 2005).
            Günümüz dünyasında olduğu gibi Türkiye’de de en önemli sorunlardan biri hızla artan ülke nüfusudur. Artan nüfusa karşın, yüzölçümün değişmemesi ve düzensiz yerleşime bağlı olarak tarım arazilerinde azalma dikkati çekmektedir. Bu azalmada kırsal kesimde yaşayanların sosyoekonomik yapısını bozarak fakirleştirmektedir. Kırsal kesimin birçok bölgede yaşanan göç olayı ve kırsal kesimin düşük gelir düzeyi, bu insanları yaşadıkları yerlerde refaha ulaştırabilecek yeni kaynak arayışlarına zorlamaktadır (Kutlu, 2014 ).TÜİK tarafından yayımlanan “2009 Yoksulluk Çalışması” sonuçlarına göre, kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanların, yoksulluk oranı %38,69’a civarındadır. Arıcılık yapılabilirliği yoksulluğun önlene bilirliği bakımından tüm dünyada en yaygın tarımsal faaliyetlerden olup ülkemizde de özellikle kırsal alan yaşayanlarına güvenli bir iş ve gelir imkânı yaratıp yoksullukla mücadele bakımından da önemli bir istihdam kolu haline gelmiştir (Kaftanoğlu,1987).
 
            Tüik verilerine göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2017 yılı Mayıs döneminde 3 milyon 225 bin kişi olmuştur.  Tarım dışı işsizlik oranı ise işsizlik oranının %12,2 olarak tahmin edildiği belirtilmektedir (TÜİK2017). Çocuk hariç genç, yaşlı, bay, bayan her yaştaki insanın biraz bilgi birikimi az sermaye gereksinimi yanında arazi, tesis, alet-makine ve fazla işgücü gerektirmemesi arıcılığın avantajları arasında sayılmaktadır. Ülkemizin sahip olduğu flora, iklim ve coğrafi koşullar içerisinde tüm yıla yayılabilen ve iş gücü oluşturmakta sıkıntı yaşanmayacak, tarımsal üretim içerisinde önemi gittikçe artan alternatif bir üretim koludur. (Erkan 2001,Sandal 2013,Kekeçoğlu 2007). Bu yönü ile kırsal kesimdeki işsizliğin önlenmesinde ve azaltılmasında, kuruluş giderlerinin de az olması ile de yapılabilir en önemli tarımsal faaliyettir.
            Türkiye’nin sahip olduğu arazilerin niteliklerine bakıldığında toplam arazi varlığının % 0,2’sini işlenemeyen düz araziler, %13,9’unu iyi nitelikli mera ve orman arazileri,
%46’sını bozuk mera ve orman arazileri oluşturmaktadır. Geriye kalan yüzde 5,8 oranındaki arazilerde ise hiçbir şekilde tarımsal üretim yapılamamaktadır (Türkiye Arazi Varlığı, Ankara 1978; KHGM, Yıllık Envanter, Ankara 1998) . Bu alanların diğer önemli bir özelliği ise üzerlerinde hayvancılık ve arıcılık dışında her hangi bir tarımsal faaliyetin yapılmaması ve çevre kirliliğinin olmamasıdır. Bölgelere göre değişmekle beraber bu alanlarda geven, ak üçgül, çayır üçgülü, kırmızı üçgül, adi yonca, taş yoncası türleri, kekik ve birçok bal verimi iyi olan çok yıllık bitkilerin bulunduğu belirtilmektedir (Genç 2002).
            Özellikle kırsal kalkınmada arıcılığın geliştirilmesine yönelik olarak Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun önemli oranda destekleri bulunmaktadır. Bu kapsamında 2014 yılında 250.000 Euro’ya kadar olan harcamaların %50’si kurum tarafından karşılanacak şekilde desteklenmiş olup (TKDK, 2014), toplamda ise IPARD Programı döneminde 7.341 adet arıcılık yatırımına destek sağlanmıştır(Anonim 2016).
            Arıcılık, kırsal kalkınma ye yaşayanları için yarattığı istihdam ve sağladığı gelir nedeniyle özel bir öneme sahip potansiyeli olan bir sektördür. Arıcılık tekniğine uygun ve bilinçli yapıldığında kendini aynı yıl amorti edip kar getiren tek tarımsal faaliyettir. Ülkemizde arıcılığın uzun yıllardır süre gelen bir faaliyet olması kırsal alanlarda arıcılık kültürünün yerleşmesine neden olmuştur. Ekilebilir arazi miktarının azlığı, arıcılığın önemini kırsal kalkınma için daha iyi ifade etmektedir. Gerçek şudur ki; sahip olunan flora çeşitliliği, kuruluş giderinin azlığı, kırsaldaki işsiz sayısı, istihdama katkısı, verilen kamusal destekler, arıcılık ürünlerinin pazar sıkıntısının olmaması,  dikkate alındığında kırsal alanın kalkındırılması açısından arıcılığın lokomotif durumda olması gerekmektedir.
 
Öğretim Görevlisi Mehmet Ali KUTLU
Bingöl Üniversitesi
Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Müdürlüğü
 
 
KAYNAKLAR
 
Anonim 2016. IPARD Program Değerlendirmeleri Arıcılık Sektör Toplantısı Sonuç Raporu 2016.
 
Can,M., Esengül,K. 2007 Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programlarının Türkiye’nin Kırsal Kalkınması Açısından İncelenmesi: SAPARD ve IPARD Örneği
Çakmak, İ., Aydın, L., Seven, S., Korkut, M. 2003. Beekeping Survey in SouthernMarmara Region of Turkey. Uludağ Arıcılık Dergisi, 3(1): 31
Çelik, H. 1994.Kalecik ilçesinde gezginci arıcıların sorunları ve arıcılıkta yararlanılan bilgi kaynakları üzerine bir araştırma.
 
Erkan. C., Y, Aşkın.2001 Van İli Bahçesaray İlçesi'nde Arıcılığın Yapısı ve Arıcılık Faaliyetleri Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi (J.Agric. Sci.), 2001, 11(1):19-28
IPARD Program Değerlendirmeleri Arıcılık Sektör Toplantısı Sonuç Raporu 2016.
 
FAO, 2005. International Conference on Organic Agriculture and Food Security. Web adresi: ftp://ftp.fao.org/ docrep/fao/meeting/012/J9918E.pdf
 
Genç, F., Dodoloğlu, A., 2002. Arıcılığın Temel Esasları. Atatürk Üniv. Zir. Fak. Ders Yayınları No: 166, 338 s, Erzurum.
Gülçubuk, B., 2005. AB ve Türkiye’de Kırsal Yapı ve Kırsal Kalkınma. Ankara.http://www.wwf.org.tr/tr/docs/sunum_bulentgulcubu k.pdf. (Erişim Tarihi 28.04.2006)
 
Özdemir. S., 2012.KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 14 (23): 19-21
 
Fıratlı Ç, Genç F, Karacaoğlu M, Gencer HV, 2000. Türkiye arıcılığının karşılaştırmalı analizi sorunlar-öneriler. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, V. Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi, Cilt 2, Ankara.
 
Kutlu MA, 1998. Arıcılık yerinin seçimi ve düzenlenmesi. Teknik Arıcılık. 60: 24-25.
Kutlu,M,A., 2014 . Gaziantep İli Arıcılık Düzeyinin Saptanması Sorunları ve Çözüm Yolları, Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 1(4): 481-484, 2014 481
 
Kekeçoğlu, M., Gürcan, E.K., Soysal, M.İ. 2007. Türkiye Arı Yetiştiriciliğinin Bal Üretimi Bakımından Durumu. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 4(2): 227-23.
 
Kaftanoğlu, O. 1987. Arıcılığın temel prensipleri. T.K.V. Teknik Arıcılık, Sayı:10, sh.7–11 Kazan/Ankara
 
TÜİK 2017.
 
Sandal, E.K., Kan, C. 2013. Bingöl ilinde arıcılık faaliyetleri. Türk Coğrafya Dergisi, 60,1-12.