Türkiye, iklim değişikliğinin en sert yüzünü kuraklık üzerinden yaşıyor. Özellikle İç Anadolu, Güneydoğu ve Ege bölgelerinde yağış miktarları her yıl azalırken, baraj doluluk oranları kritik seviyelere geriliyor. Tarımda sulama ihtiyacı giderek artarken, su kaynakları hızla tükeniyor.

Uzmanlar, Türkiye’nin su fakiri ülke konumuna hızla sürüklendiğine dikkat çekiyor. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.000 metreküp sınırına yaklaşmış durumda. Bu tablo, tarımsal üretimin geleceğini doğrudan tehdit ediyor. Çünkü Türkiye’de kullanılan suyun yaklaşık %77’si tarımsal sulamada harcanıyor. Ancak sulamanın büyük kısmı hâlâ vahşi sulama yöntemleriyle yapılıyor ve suyun yarısı tarlada boşa akıp gidiyor.

Koyun-Keçide Bayrak Değişimi!
Koyun-Keçide Bayrak Değişimi!
İçeriği Görüntüle

Peki çözüm ne?

Uzmanlara göre ilk adım, modern sulama sistemlerine geçişi hızlandırmak. Damla ve yağmurlama sulama yöntemleriyle su kullanımında %50’ye varan tasarruf mümkün. Bunun yanında, yeraltı sularının kontrolsüz kullanımına sınırlama getirilmesi, kuraklığa dayanıklı tohum çeşitlerinin geliştirilmesi ve çiftçilerin su yönetimi konusunda eğitilmesi gerekiyor.

Kuraklık sadece tarımsal üretimi değil, aynı zamanda gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Bir ülkede su kıtlığı varsa, o ülkede gıda fiyatları hızla yükseliyor, ithalat artıyor ve üretici kadar tüketici de kaybediyor.

Türkiye’nin geleceği için suyu sadece tüketmek değil, akıllıca yönetmek şart. Aksi halde kuraklık kapıda değil, kapının içinde olacak.