Haber/Feyza Kaya
Çiftçilere yöneltilen “kuru tarıma geçin” uyarılarının çözüm değil, sorumluluktan kaçış olduğunu vurgulayan Sarıbal, yaşanan krizin esas sebebinin plansızlık ve yıllardır ötelenen sulama yatırımları olduğunu söyledi.
ÇİFTÇİYE “KURU TARIMA GEÇİN” DEMEK, DESTEK YOKSA VİCDANSIZLIKTIR
Adana Ceyhan Sol Sahil Sulama Birliği’nin ikinci ürün ekimi yapan çiftçilere su verilemeyeceğini açıklamasının ardından, Aydın’da da valilik kararıyla tarım arazilerinin sadece yüzde 50’sine su verileceği duyuruldu. Gelişmeleri değerlendiren Sarıbal, “Son 35 yılın en kurak dönemini yaşıyoruz. Buğday üretiminin yoğun olduğu İç Anadolu, Güneydoğu ve Akdeniz bölgeleri kuraklıktan en çok etkilenen alanlar. Ancak bu tabloya rağmen çiftçiye ‘kuru tarıma geç’ demek, onu çaresizliğe terk etmektir. Ne bir alternatif ürün önerisi var, ne de gelir kaybını telafi edecek bir destek mekanizması. Bu yaklaşım tarıma ve üreticiye yapılan büyük bir haksızlıktır” ifadelerini kullandı.
SU YÖNETİMİNDE KÖKLÜ BİR DEĞİŞİME İHTİYAÇ VAR
Türkiye genelinde sulanabilir tarım alanlarının yaklaşık 8,5 milyon hektar olduğunu hatırlatan Sarıbal, bunun sadece 6,5 milyon hektarında sulama altyapısının bulunduğunu vurguladı. Geriye kalan 2 milyon hektarın ise hâlâ susuz bırakıldığını söyledi. Yeraltı su rezervlerinin kritik eşikleri aştığını, tarım arazilerinin yüzde 77’sinde hala salma sulama yöntemi kullanıldığını belirten Sarıbal, modern sistemlere geçişte yıllardır ciddi bir ilerleme kaydedilmediğine dikkat çekti.
“Su israfının önüne geçilmeden, üreticinin sorumlulukla baş başa bırakılması kabul edilemez” diyen Sarıbal, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kapalı sistem sulama yatırımları 2018’den bu yana yerinde sayıyor. Biz yıllardır uyarıyoruz; suyu verimli kullanın, çiftçiyi geleceğe hazırlayın diye. Ama dinleyen olmadı. Şimdi faturayı üreticiye kesmeye çalışıyorlar. Bu bir plansızlık ve politika krizidir. Tarım Bakanlığı derhal bir eylem planı açıklamalı; ürün bazlı gelir kaybı desteği devreye sokulmalı, alternatif ürün destekleriyle üretici yalnız bırakılmamalıdır. Sulama kooperatiflerine teknik ve mali destek şart. Su yönetimi üretimi önceleyen bir anlayışla yeniden ele alınmalıdır. Kuraklıkla mücadele çiftçinin değil, devletin asli görevidir.”