Amaç İyi, Yöntem Tartışmalı
Taslağın merkezinde, hal sistemine dair yetkilerin yerelden merkeze kaydırılması, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve aracı maliyetlerinin azaltılması var. Ancak sahadaki aktörler, uygulamada yaşanacak sorunlara dikkat çekiyor. Özellikle küçük üretici ve yerel komisyoncuların, büyük sermaye karşısında daha da zayıflayacağı endişesi hakim.
Yeni Düzenlemede Öne Çıkan Değişiklikler:
-Hal kurma izni artık belediyelerde değil, Ticaret Bakanlığı yetkisinde olacak. Bu durum, yerel yönetimlerin denetimden çekilmesiyle bürokrasinin artabileceği endişesini doğuruyor.
-Serbest rekabeti engelleyenlere verilecek ceza 177 bin TL’den 1 milyon TL’ye çıkarılacak.
-Bozulmuş ürünleri usulsüzce imha edenler, 200 bin TL ceza ve 3 yıl devlet desteklerinden men cezasıyla karşı karşıya kalacak.
-Uygun olmayan taşıma ve ambalajlarda 36 bin TL ceza öngörülüyor.
-Depolarda bekletilen ürünler artık sisteme bildirilecek. Bu madde, kayıt dışılığı azaltmayı hedeflerken, stok kontrolü konusunda yeni yükümlülükler getiriyor.
-Aynı hal içindeki komisyoncu ve tüccar arasında ürün devri yasaklanabilecek.
-Komisyoncular, ürün bedelini üreticiye en geç 30 gün içinde ve banka aracılığıyla ödemek zorunda olacak.
-Zincir marketler, sattıkları yaş sebze ve meyvenin en az %20’sini doğrudan üreticiden almakla yükümlü olacak.
-Bu yükümlülüğe uymayan marketlere 50 milyon TL’ye kadar ceza uygulanabilecek.
-Üretici örgütlerine yapılan satışlarda gelir vergisi kesintisi kaldırılacak, bu da örgütlü üretimi teşvik eden maddelerden biri olarak öne çıkıyor.
Sektör Ne Diyor?
Düzenleme, özellikle fiyat istikrarı ve kayıt dışı ticaretle mücadele adına olumlu bulunsa da; çok sayıda sektör temsilcisi, halihazırda sıkıntıda olan küçük üretici için yeni bir bürokratik yük doğurabileceği görüşünde birleşiyor. Bazı uzmanlar, hal sisteminde reformun kaçınılmaz olduğunu kabul ederken; çözümün merkezileştirme değil, yerelde etkin işleyen denetim ve destek mekanizmalarıyla mümkün olabileceğini vurguluyor.