Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu (IFAP) tarafından alınan kararla 1984 yılından buyana, her yıl tüm dünyada 14 Mayıs “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutlanmaktadır...

İnsanların hayatını sürdürebilmesi için yeme ve giyinme gibi temel ihtiyaç maddelerinin üretilmesi açısından Çiftçilik mesleği, insanlık tarihi kadar dünyanın en eski mesleğidir. İlk insandan itibaren yapılan bütün savaşların temel nedeni verimli sulak araziler ve ovalar olmuştur.

2019-2020 Yıllarında bütün dünyayı kasıp kavuran Pandemi sürecinde Gıdanın, dolayısıyla Tarımın insan hayatında ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Uzun bir süre gümrüklerin ve dış ticaretin kapalı olduğu, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı dönemlerde bile izin alarak arazilerine giden çiftçiler bize gıda maddesi üretmeye devam ettiler.

İki yıl devam eden Pandemi dönemi maddi-manevi çok zararlar verdi ve Can kayıpları yaşadık. İnsanlardan, sevdiklerimizden adeta kaçtık. Pandemi süreci bize önceliklerimizi yeniden değerlendirme imkânı sağladı. Güvenlik, Sağlık, Eğitim gibi Gıda, dolayısıyla Tarımın ne kadar önemli olduğunu öğrendik.

Bütün sınırlar kapalı olduğu halde hiçbir gıda maddesinin yokluğu veya eksikliği yaşanmadı. Birçok konuda olduğu gibi Tarımda büyük bir ülke olduğumuzu anladık. Ancak Ülkemizin Tarımsal Potansiyeli sadece bizi değil, Bölgeyi doyuracak kapasiteye sahiptir. Bitkisel üretimde birim alandan, Hayvansal üretimde hayvan başına elde ettiğimiz ürün miktarı ve ürün kalitesine baktığımızda birçok üründe Dünya ortalamasının üzerinde olduğumuzu, bazı ürünlerde de ilk sıralarda olduğumuzu görmekteyiz. Burada Bitkisel ve hayvansal üretimin ıslah, üretim, mekanizasyon, sulama, besleme, hasat, sağlık, depolama, işleme, pazarlama gibi her kademesinde çalışan meslek mensuplarının başarısını göz ardı etmemek gerekir.

Başarının, iyinin sınırı yoktur. Artan nüfusu ve amaç dışı kullanımla azalan arazi miktarımızı dikkate aldığımızda daha fazla üretmek zorunda olduğumuzu görmekteyiz. Tatil, Bayram, Cumartesi, Pazar, Gece, Gündüz demeden 7/24 saat ailesiyle beraber fedakârca çalışarak bizlerin temel gıda ihtiyaçlarını üreten elleri öpülesi çiftçilerimiz olmak üzere bütün tarımcılara minnet duyuyoruz. Tarımsal faaliyetler bazı hizmetler gibi varlığında değil de Allah korusun yokluğunda anlaşılan veya gündeme gelen bir faaliyettir.

Zaman zaman bazı ürünlerin pazarlanmasıyla ilgili yaşanan sorunlar bütün bu başarılı hizmetlere gölge düşürmektedir. Ülkemizde üretim sıkıntısı olmadığı ancak yönetim sıkıntısı olduğu bir gerçektir. Son zamanlarda soğan, patates ve kırmızı ette yaşanan fiyat istikrarsızlığı buna örnektir. Esasen bu gibi krizlerin önlenmesi çok da zor değildir. Kooperatif, Birlik gibi Çiftçi Örgütlerinin kurumsal kapasitelerinin geliştirilerek görev verilmesi, kötü örneklerin tedbirinin alınarak diğer ülkelerde olduğu gibi sözleşmeli ve planlı üretim yapmak zorundayız. Bizde “Sü-i misal, misal olmaz”, yani kötü örnek, örnek olmaz diye meşhur bir söz vardır. İnsanın olduğu yerde yanlış ve hata her zaman olabilir. Önemli olan tedbir almak, doğru ve yanlışı aynı kefeye koymamaktır. Tarım, Ülkemiz için Milli bir konudur ve kesinlikle politika malzemesi olarak kullanılmamalıdır.  

Dünyanın en eski tarım merkezlerinden olan Anadolu ve Trakya’ya sahip olmamız bizim için önemli avantajdır. Bütün Dünyada olduğu gibi Ülkemizde de Tarım sektörü en önemli ve stratejik sektördür. İstihdam içinde tarımın payı % 22’dir. Bu sektörde çalışanlar Tarımdaki büyümeye rağmen büyümeden yeterince pay alamamaktadır. Yapısal sorunları bulunan tarımda, potansiyelimizin tamamını kullanılmak zorundayız. 

 Bugün ve özellikle gelecekte bütün Dünyada Gıda, savaşlara konu olacak kadar önemlidir. Her geçen gün insanımız toprağı kaderine terk edip şehirlere göç ediyor. Sürdürülebilir tarım yöntemlerinin kırsal alanda geliştirilmesi ve benimsenmesi amacıyla ortak projeler uygulanmalı, üretilen ürünlere ambalajlama ve depolama işlemiyle katma değer kazandırılarak pazara sunulmalıdır. Bu anlamda tarımsal sanayi için gerekli destekler artırılmalıdır.

Her yaştaki vatandaşımıza tarım, gıda ve hayvancılık ile ilgili bilgiler verilerek eğitilmelidir. Genç yaştaki çiftçilerimizi destekleyip tarıma kazandırarak kırsal nüfusumuzu gençleştirmeliyiz.

Üretici örgütlerinin fonksiyonel olması, idari ve mali yönden güçlendirilmesi ve profesyonelce yönetilebilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Gelişmiş bütün ülkelerde olduğu gibi Üretici birlikleri, Kooperatifler ekonomik kuruluşlar olarak piyasaya girmeli, sözleşmeli ve planlı üretim yapılarak, ürün alıp satarak piyasayı düzenlemeli, üreticiye ucuz girdi temin etmeli, soğuk hava depoları, ürün işleme ve paketleme tesisleri kurmalı, ürüne katma değer kazandırmalıdır.

Tarımda alınması gereken bazı tedbirler:

*Toprak Koruma Kurulları verimli arazileri koruyacak şekilde çalıştırılmalı, Tarım alanları en iyi şekilde değerlendirilmeli,

*Ülkemizde toplulaştırma yapılabilecek toplam 14,3 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmaları ve intikal işlemleri tamamlanmalı,

 *Küresel iklim değişiklikleri de dikkat alınarak, 8,5 Milyon ha. Sulanabilir tarım alanlarımızın tamamında sulama altyapısı tamamlanmalı ve toprak suya kavuşturulmalı,

 *Toplam su kullanımının %77’sinin tarımda tüketildiği düşünüldüğünde %60’a varan oranlarda su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırmalı, salma (vahşi) sulama sistemlerine son verilmeli, Kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün bazlı destekler artırılmalı ve su ihtiyacı az kültür bitkileri teşvik edilmeli,

*Küçük aile işletmelerinin yaşatılması için projeler geliştirilmeli

*Üretici ile Tüketici arasında gelişen fiyat dalgalanmalarına piyasa denetimi getirilmeli, müdahale kurumu etkin olmalı,

*Kredi kullanımında teminat şartları, komisyon, sigorta vs. masrafları yeniden düzenlemeli,

*Tarımsal desteklemelerin etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi, izlenebilmesi ve etki değerlendirme analizlerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi sağlanmalı,

*Üretim planlaması yapılarak ihtiyaca göre üretim yapılmalı,

*Sözleşmeli üretim teşvik edilmeli,

*Tıbbi ve Aromatik bitkilerin ülke ekonomisine sağladığı katkıyı artırmak, yeni istihdam alanları oluşturmak maksadıyla gerekli çalışmalar yapılmalı,

*Bilinçsiz ilaçlama, aşırı kimyasallar ve aşırı sulama ile toprakların kirlenmesi, organik maddelerin yok edilmesi, Doğal Kaynaklara ve Biyolojik Çeşitliliklere, bilerek veya bilmeyerek zarar verilmesi önlenmeli,

*Hayvancılıkta artan maliyetleri önlemek için et-yem ve süt-yem pariteleri korunmalı,

*Hayvan sağlığında koruma tedbirleri ve hastalıklarla mücadele artırılmalı,

*Piyasa fiyatlarının ithalatla regüle edilmesi, üreticinin üretimden uzaklaşmasını sağlayacağından gerekli tedbirler alınmalı,

*Hazine arazilerinden orman tesis etmek üzere tahsisi yapılan alanların ağaçlandırılması yanı sıra özel sektör tarafından yapılacak ağaçlandırmalarla orman alanlarının genişletilmesi hedeflenmeli

*Tarımdaki eksiklik ve yanlış uygulamaların giderilmesi hususunda Üniversitelerin ve STK’ların katkısı sağlanmalıdır.

Bu vesileyle alın teri-göz nuruyla bize her türlü hizmeti sunan fedakâr çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününü kutlar, bereketli ve bol kazançlı üretimler temenni ederim.