Dünyada Tarım ve Tarım Eğitimi insanlığın tarihi ile birlikte başlamıştır. İnsanın toprağın üretimini keşfettiği günden itibaren avcılık önemini kaybetmeye başlamış, buna paralel olarak da toprak kıymetlenmeye başlamıştır. Yerleşik hayata geçmesiyle birlikte insanlık toprağı nasıl işlemesi gerektiğini zamanla daha iyi anlamış ve deneme yanılma metoduyla farklı ürünleri yetiştirmeye başlamıştır.
Zamanla sanayileşen ve teknolojik açıdan ilerleyen insanlık tarihi kıymetli topraklarını kirletmiş, hatta adeta zehirlemeye başlamıştır. Hem gıdaya olan ihtiyaç, hem de çevre duyarlılığıyla birlikte Ziraat eğitimi ve mesleği önemli hale gelmiştir. Tarihte ve günümüzde her dönemde toplumlar ekonomisini tarım üzerine kurmuştur. Osmanlı’da askeri sistemin önemli bir parçasını tımar sistemi ile tarım oluşturmuştur.
14. ve 16. yüzyıllar arasında Osmanlı tarafından yürütülen Tımar Sistemi toprağa dayanan bir asker yetiştirme sistemiydi. Osmanlı devleti bu sistem sayesinde birçok avantaj sağlamış, modern tarım sistemlerini bilmese de topraktan alınabilecek en yüksek verimi almıştır. Osmanlı Devleti bu sistemi eski Türk devletlerine özenerek benimsemiştir. Sistemli bir şekilde işletilmesi 1. Murat Dönemi’ne tekabül eden sistem, aynı anda hem asker yetiştirme, hem toprağı boş bırakmama, hem de vergi toplama yükünü devletin sırtından aynı anda alıyordu. Sisteme göre her tımar sahibi, toprağın büyüklüğüne göre asker yetiştirmek zorundaydı. Yetiştirilen bu askerlere Tımarlı Sipahi adı veriliyordu.
Ülkemiz tarımsal eğitimi ile ilgili girişimler Osmanlı döneminde 1846 yılında başlıyor ve 1848 yılında Yeşilköy’ de Mekteb-i Zirai Şahane’nin kuruluşu ile tarımsal eğitim ile tanışıyor. Okul başta ekonomik nedenler gerekçe gösterilse de, o günün şartlarında eğitimci ve kitap gibi alt yapının yetersizliği nedeniyle 1852 yılında kapatılmıştır.
Tarımsal eğitim alanında ihtiyacın her geçen gün arttığının hissedilmesi ile 1867 yılında yayınlanan bir kararname ile vilayet merkezlerinde birer ziraat mektebi ve numune çiftliği kurulması öngörülmüştür. Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’tan sonra yaşanan bu teşebbüsler dışında, Halkalı Ziraat Mektebi’nin kuruluşuna (1892) kadar değişik şehirlerde onunla aynı statüde olmayan ama ziraat alanında teknik eğitim veren okullar da açılmıştır.
1893 Yılında Halkalı Ziraat Mektebi ilk mezunlarını verir. Bunlar hazırlık sınıflarına Tıbbiye-i Mülkiye mektebinde başlamış ve 1891 yılında Halkalı ’ya nakledilmiş öğrencilerdir. Bu öğrencilerin ikinci bölümü 1894 yılında mezun olurlar. Okul binası ziraat ve baytar öğrencileri için yetersiz kalınca 1894 yılında Baytar Mektebi Cindi Meydanında kiralanan bir binaya nakledilir. Bu okulun müdürlüğüne Mehmet Ali Bey atanır. Ziraat Mektebi müdürlüğüne de Mashar Bey getirilir.
1908 Devriminden sonra, ziraatın çeşitli dallarında ihtisas görmek üzere Avrupa’ya öğrenciler gönderilir. Bunlar Avrupa’dan döndükten sonra okulda ihtisasları ile ilgili şubelerde görev alırlar. Ali Rıza, Nurettin, Süreyya Beyler Avrupa’da ihtisas yapmış öğrencilerdendir.
I. Dünya savaşı başlangıcında, 1914 yılında diğer okullarda da olduğu gibi Halkalı Ziraat Mektebinde de derslere ara verilir. Öğretmen ve öğrencilerin büyük çoğunluğu cephelere koşarlar ve gazi veya şehitlik mertebesine ulaşırlar. 1916 yılında savaş içerisinde zirai üretim, tohum muayenesi ve dağıtım gibi konularda duyulan ihtiyaç üzerine okul yeniden açılır.
Son Rektör Faik Beyin döneminde çıkartılan Islah-ı Tedrisat Kanununun gereğince okul 1928 yılında kapatılır. 1930 yılında Halkalı Ziraat Mektebi adı ile 3 yıl süreli orta dereceli meslek okulu olarak yeniden öğretime açılır. 1980 yılında öğretim süresi 4 yıla çıkartılır. 2001-2002 Öğrenim yılından itibaren peyzaj ağırlıklı öğretim yapması uygun görülür ve okul Zirai Üretim İşletmesi ve Peyzaj Meslek Lisesi adını alır.
1930 Yılında 3 yıllık Meslek Okulu olarak faaliyete başlanan tarımsal eğitim, daha sonraları Ülkemizin birçok bölgesinde açılmaya başlanmış ve sayıları 42’ye kadar ulaşmıştır. 1980 yılından itibaren Tarım Meslek Liselerinde öğretim süresi 4 yıla çıkartılmıştır.
Bu süreçte kurulan Tarım Meslek Liseleri genelde Devlete ait Tarım İşletmeleri bünyesinde ve Tarım Bakanlığına bağlı olarak faaliyetlerine devam ederken, 1980 yılından itibaren kapanmaya başlamasıyla sayıları azalmıştır.
Tarım Bakanlığının 1985 yılındaki yapılanmayla Ziraat İşleri Genel Müdürlüğüne bağlı olan Ziraat Meslek Liseleri ile Ev Ekonomisi Meslek Liseleri, Veteriner İşleri Genel Müdürlüğüne bağlı olan Veteriner Sağlık Meslek Liseleri, Gıda İşleri Genel Müdürlüğüne bağlı olan Laborant Meslek Liseleri yeni kurulan Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü’ne (TEDGEM) bağlanmıştır.
Okulların bulunduğu bölgede uygulanan tarımsal faaliyetlerin konusuna uygun olarak değişik konularda eğitimler verilmiş, ilk zamanlarda ortaokul seviyesinde olan okullar, daha sonraları lise seviyesinde eğitim vermiştir. Hatta 1940-1950 yıllarında çiftçi çocuklarının eğitimine ağırlık verilmiş, mezun olanlardan arazisi olmayanlara örnek tarım yapılması için hazine arazilerinden arazi tahsisi yapılmış, uygun şartlarda traktör almaları sağlanmıştır.
Amasya Gökhöyük, Aydın Söke, Malatya Ziraat Okulları Türk-Alman işbirliği ile Tarımsal Mekanizasyon Eğitim Merkezine dönüşmüş, Alet-Makina eğitimi alan Teknisyen yetiştirmenin yanında çevresindeki il ve ilçelerden çiftçiler getirilerek yatılı olarak Biçerdöver, Mibzer ve diğer ekipmanların eğitimleri verilmiştir. Gezici eğitim ekipleriyle köylerde günün şartlarına uygun görüntülü cihazlar yardımıyla gece eğitimleri verilmiştir. Meyveciliğin yaygın olduğu illerdeki okullarda budama, aşılama gibi konuların ağırlıklı olduğu bağ-bahçe eğitimleri verilmiş, bu okulların sayesinde o bölgelerde başta fidan üretimi olmak üzere tesislerin kurulmasına öncülük yapılmıştır. Benim ilk görev yaptığım Tokat Tarım Meslek Lisesi sayesinde Tokat ilinde yüzlerce özel fidanlık kurulmuştur.
Hayvansal faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelerdeki okullarda aşılama, hayvan sağlığı gibi konularda eğitim gören öğrencilerin yanı sıra çiftçi eğitimleri de yapılmıştır. Ev Ekonomisi Meslek Liselerinde eğitim gören kız öğrenciler de teknisyen olarak mezun olduktan sonra köylerdeki kadın çiftçilere hem tarımsal konularda, hem de aile ekonomisi, ev yönetimi, hijyen, çocuk bakımı, ürün işleme ve saklama gibi konularda eğitim vermişlerdir. Laborant Okullarından mezun olan laborantlar da Gıda Laboratuvarlarında görev almakla birlikte eğitim ve yayım hizmetlerine de katılmışlardır.
Görüldüğü gibi Tarım Meslek Liseleri sadece öğrencilere eğitim vermemiş, özellikle çevre çiftçilerine değişik konularda eğitim vermiş, aynı zamanda da çiftçilerin ihtiyacı olan tohum, fide ve fidan gibi girdilerinin karşılanmasına da katkı sağlamışlardır.
Devlet parasız yatılı kapsamında öğrenci alındığı ve zorunlu hizmet nedeniyle mezun olan teknisyenlerin hemen ataması yapıldığından sınavla öğrenci alındığı için başarılı ve okuma imkanı olmayan öğrencilerin bu okullara alınmasıyla eğitim seviyeleri de oldukça yüksekti. 2000’li yılların başında parasız yatılılık ve zorunlu hizmetin kalkmasıyla bu okullara rağbet azalmış ve eğitim seviyesi de düşmüştür.
1980 Yılında ilk memuriyetimin başladığı Tarım Meslek Liselerinin bağlı olduğu TEDGEM Genel Müdürlüğüne atanmamla birlikte 2003 Yılında Tarım Meslek Liselerinin geliştirilmesi için ciddi çalışmalar başlatmıştım. Uygulama alanı olmayan okulların kapatılarak uygulama alanı bulunan okulların bünyesinde toplanması, öğrenci kontenjanlarının yeniden belirlenmesi, uygulama sahası ve işletmenin potansiyeline göre aynı okulda hem Veteriner Sağlık bölümü, hem Ziraat bölümü olacak şekilde planlamalar yapmıştım. Okulların hem fiziki yönden, hem de eğitim kadrosu yönünden güçlendirilmesi çalışmalarını yürütürken Hükümetin aldığı kararla birlikte Milli Eğitim Bakanlığına devir çalışmaları başlatılmış oldu.
Daha sonra 2004 yılında Sağlık Meslek Liseleri, Tapu Kadastro, Maliye, Meteoroloji, Adalet Meslek Liseleri ile birlikte Tarım Meslek liselerinin Millî Eğitim Bakanlığına devir işlemleri başlatılmış, 26/1/2006 tarihinde kabul edilen 5450 sayılı “Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Bağlı Okulların Millî Eğitim Bakanlığına Devredilmesine dair Kanun” ile Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiştir. Bunlardan peyzaj eğitimi veren Halkalı Tarım Meslek Lisesi ile Tarım Makineleri ve Sulama eğitimi veren Söke Tarım Meslek Lisesinde statü değişikliği yapılarak 04.07.2005 tarih ve 2005/9139 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile okul kapatılıp yerine Zirai Üretim İşletmesi Tarımsal Yayım ve Hizmet İçi Eğitim Merkezi Müdürlüğü kurulmuş ve iki okul Hizmetiçi Eğitim Merkezi olarak Tarım Bakanlığında bırakılmıştır. Söke Hizmetiçi Eğitim Merkezi olarak Tarım Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet vermeye devam ederken Halkalı Eğitim Merkezi 2010 yılında kiraya verilen vakfa bağlı olarak kurulan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi bünyesinde faaliyet göstermektedir.
2006 Yılında çıkarılan kanunla Milli Eğitim Bakanlığına devredilen 18 Tarım Meslek Lisesi şuanda Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak hizmet vermektedir. Bu okullarda tarımla birlikte farklı meslek gruplarında eğitimler verilmektedir.
1846 yılında başlayan tarımsal eğitim ülkemiz tarım ve hayvancılığının gelişmesinde en önemli kilometre taşlarını oluşturmuşlardır. Öyle ki bu okullarda yetişen elemanların bir kısmı Tarım Bakanlığı bünyesinde istihdam edilmişlerdir. Bakanlık kendine yetiştirdiği bu elemanlar ile en ücra köşedeki köylerde üreticilere hizmet vererek ülke tarımında önemli sıçrama yapmış, birçok köyde Köy Grup Teknisyeni olarak istihdam etmiş olup, çevre köylerde tarım ve hayvancılık alanlarında gelişmelere önemli katkılar sağlamıştır.
Bu arada ülkemizin gelişmesi ile birlikte neredeyse her ilimizde hatta bazı büyük ilçe merkezlerinde tarımsal eğitim veren meslek yüksekokulları ile yine sayıları bugün kırkı geçen Ziraat Fakültesi açılmış olup tarımsal alanda eğitim ağırlıklı olarak yükseköğrenim şeklinde devam etmektedir. Tarım eğitimi kesinlikle uygulamalı olmalıdır. Kapatılan Tarım Meslek Liselerinde bulunan uygulama imkanları maalesef Ziraat Fakültelerinde bulunmamaktadır. Hatta bazı yerlerde Ziraat Fakültesi ismi değiştirilerek farklı isimler altında kurulmuştur. Ancak tarımsal alanda verilen eğitimlerin akademik anlamda yaygınlaşmış olsa da ara elaman ihtiyacı açısından kapatılan tarım meslek liselerinin sektörün ihtiyacını karşılamada çok önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır.
Tarım Meslek Liselerinin önemi ve ihtiyacı her geçen gün anlaşılmaktadır. Tarımsal eğitim teorik eğitimin yanında uygulama alanı bulamadığında eğitimin yeterliliği tartışma konusu olabilmektedir. Tarım meslek liselerinin Tarım Bakanlığı bünyesinde yeniden eğitime başlaması ne kadar önemli ise tatbikat alanları da o kadar önemlidir. Örneğin bahçecilik alanında aldıkları derslerin, yeni tesis, budama, bakım, koruma, hasat vb. tüm iş ve işlemlerin uygulamalı olarak yapılması aynı zamanda eğitilen öğrencinin niteliğini de arttıracaktır. Uygulama alanı bitkisel ve hayvansal üretim alanlarının tamamında geçerlidir. Yani öğrenciler eğitim aldıkları alanlarda yaşlarına uygun çalışarak öğrenmelidirler. Zira tarımsal eğitimde öğrenmenin yanında uygulama becerisinin de gelişmesi çok önemlidir.