Günümüzde iklim dalgalanmaları, uzun süren kuraklıklar, ani sel baskınları, mevsimsel kaymalar, yüksek sıcaklıklar, kış ve ilkbahar donları, iklimde yaşanan olumsuzluklar iyiden iyiye kendisini hissettirmeye başladı.

174_fahri_harmansah

İklimdeki bu olumsuzlukların 2030 yılı itibariyle iç ve batı bölgelerinde  %40 oranında kuraklığa sebep olacağı belirtilmektedir. Ülkemizde yıllık ortalama sıcaklık 1970 yılına göre 1,5 C° derece artarak 14,2 C° ye yükselmiş, yağışlar bu dönemde %12 azalmıştır. Ülkemiz yılda 574 milyon metreküp yağış almakta olup; yarısı sızma, buharlaşma ve terleme ile kaybolmaktadır.

Türkiye, yeraltı ve yerüstü 112 milyar metreküp su potansiyeline sahiptir. 54 milyar metreküp sulama, içme suyu ve sanayide kullanılmaktadır. Akarsularımızdan çıkan 58 milyar metreküp su, her yıl denizlere ve komşu ülkelere akmaktadır. (4)  Sulanabilir 8,5 milyon hektar arazinin 6,5 milyon hektarı sulanmaktadır. Ancak yeraltı su kaynaklarımız, kuraklık nedeniyle azalmakta ve kullanım dışı kalmaktadır. 2 milyon hektar arazinin acilen sulanması gerekmektedir. (1,2,3)

Yetkililerin açıklamalarında,  ‘’Türkiye su zengini bir ülke değildir’’ diyerek konuyu savuşturamayız. Bütün mesele, mevcut su kaynaklarımızı yerli yerinde kullanabiliyor muyuz? Bu soruya ‘’evet’’ diyebilmek mümkün değildir. 15 yıl kadar önceydi, Antalya’da yayımlanan HASAT isimli (kapandı) tarım dergisine yazdığım bir makalenin başlığı ‘’Her Yıl Binlerce Sulama Göleti Yapılmalıdır’’ şeklindeydi. Engebeli-dağlık arazilerin sulama göleti inşaası açısından avantajlarını ve coğrafi yapımızın buna imkan verdiğini, her sulama göletinin ortalama 5 bin dekar araziyi sulayabileceğini anlatmıştım. Sulama sadece tahıllarda verimi en az üç misli, nadas-tahıl nöbeti uygulanan ‘’kuru ziraat’’ alanlarında ise nadasın kaldırılması ile 6 misli verim artışı sağlayabilmektedir. Türkiye yıllık buğday üretimini 18-22 milyon tondan, 30-35 milyon tona çıkarma potansiyeline sahiptir.

     (Sapı Sağlam, Sulanınca Yatmayan Yüksek Verimli Bir Buğday Tarlası)

Yeri gelmişken bir anıyı paylaşmak istiyorum. Eski Niğde Milletvekili ve Eski Gümrük Tekel Bakanlarından rahmetli Haydar Özalp, Bor Belediye Başkanı iken, yakın akrabası eczacı Sabri Cığızoğlu ile birlikte, o tarihlerde DSİ Genel Müdürü olan rahmetli Süleyman Demirel’e giderler. Bana bu hatırayı rahmetli Sabri amca anlatmıştı. Niğde-Bor ilçesinin kıraç topraklarının sulama suyuna olan hasretini anlatırlar. Demirel, ayağa kalkar, odasındaki dolaptan bir dosya çeker ve derki: ‘’Beyler, işte sizin oraların sulama suyu probleminin çözümü bu dosyadadır. Seyhan nehrine giden, Çamardı ilçesindeki Ecemiş ırmağının tünelle Niğde’ye akıtılması ile mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti bu projeyi kaç yıl sonra gerçekleştirir bilemem’’ der. Havzalar arası su transferi (aktarımı) yapılmadan bu problemleri çözemeyiz.

Niğde-Ulukışla’da Osmanlı paşalarından Öküz Mehmet Paşa’nın yaptırdığı bir han var. Hani Faruk Nafiz Çamlıbel’in ‘’Han Duvarları’’ şiirindeki han. Süveyş kanalı harbinden, Erzurum-Sarıkamış Rus Harbine, orada vereme yakalanıp memleketine ulaşamayan ve handa vefat eden, han duvarlarına yazdığı ‘’Huduttan hududa atılmışım ben’’ diyen Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın dramının anlatıldığı han. Mehmet Paşa o yıllarda’ ’Biz Toros dağlarının karını, Konya ovasına getirmeden, Konya Ovasının su problemin çözemeyiz’ ’demiş. Bu sözü geçenlerde vefat eden eski Tarım bakanlarından rahmetli Necmettin Cevheri, Altınova TİM’de bir toplantıda söylemişti. Şimdi Konya Ovasında alarm zilleri çalıyor. Yeraltı su seviyesinin yer yer 500 metreye kadar düştüğü ifade ediliyor. 2600 den fazla obruk meydana gelmiştir ve sayıları giderek artmaktadır. Yoğun yeraltı suyu kullanımı ile su problemi daha da  giderek artacaktır.

(Konya Ovasında oluşan obruklardan bir görüntü)

Doğudan Batıya uzanan Toros Sıra Dağlarının ve Karadeniz boyunca uzanan Karadeniz Sıra dağlarının bize sundukları su imkânlarının farkında mıyız? Yatırım önceliklerimizi çok iyi planlamalıyız. Tarımsal sulama demek VERİM ARTIŞI, ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ, İŞ, İSTİHDAM, GIDA SANAYİ VE TARIM SANAYİ demektir.

Sulama göleti ve havzalar arası su transferi yatırımları öncelikli yatırımlarımız olmalıdır. Aksi takdirde giderek artan iklim olumsuzlukları ile baş etmekte zorlanmamız kaçınılmazdır. Giderek artan gıda ihtiyacını karşılamakta zora düşmemiz kaçınılmazdır.

Kaynaklar

1-Ziraai ve İktisadi Rapor 2015-2018

2- Su Kaynakları Yönetimi ve Güvenliği ÖİK

3- Su Şurası ve Tarımsal Sulama Grubu

4- Herdem, Z. İklim Değişiklikleri ve Ufukta ki Tehlike ( FaceBook)