Slogan; bir düşünceyi kolay hatırlanıp tekrarlanabilir bir biçimde ifade eden kısa, çarpıcı söz, motto…  Slogan ile icraat arasındaki uyum tutarlılıktır. Konu siyasi propaganda olunca maalesef bu tutarlılık çok da dikkate alınmıyor. Oysa ülkemiz pratiğinde, slogan ile icraat arasında öyle ince bir çizgi değil, kocaman bir uçurum var. Bu tutarlılığı irdeleyen, denetleyen birey yönetilen değil, yöneteni seçen yani seçmendir. Seçmen; kurduğu sempatik bağ oranında sloganlardan, vaatlerden etkilense de fanatizmden uzak, uygulama ile teori arasındaki uyum oranında seçimini yapar ki bu da demokrasinin en temel unsurudur. Ülkemizdeki tablo maalesef bu gerçeklikten son derece uzak bir durum arz ediyor.

İktidar uzun zamandır “Yerli ve Milli” sloganını kullanıyor. Neredeyse her yıl “Milli Tarım Seferberliği” ilan ediliyor! İktidar da muhalefette her fırsatta tarımda Kendi Kendine Yeterliliğe ve Milli Politikalara işaret ediyor. Öte yandan yaşanan tablo hem bu slogandan hem de bütün bu söylemlerden fersah fersah uzak!

Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanı Vahit KİRİŞÇİ Venezuela’ya gitti. Venezuela Tarım Bakanı ile helikopterden tarım arazilerini inceleyen Bakan KİRİŞCİ büyük bir hayranlıkla (hakikaten muhteşem bir görüntü ve son derece etkileyici)  şunları söyledi;

“Siz bu meralarla hayvancılıkta dünyada birinci olmalısınız. Biz hayvancılık yapıyoruz, hayvanlarımıza sanki pizzacıdan pizza, hamburgerciden burger ısmarlar gibi dışarıdan yem alıp öyle yediriyoruz.” Bu bir durum tespiti ve maalesef gerçek, peki sorunu çözmek yerine ki çözmesi gerekenin tespit yapması, bir de bunu tarıma “çözüm” aradığı Venezuela’da dillendirmesi tuhaf değil mi?

Çok tartışılan bu ziyaret önce “devlet arazi kiralayıp Venezuela’da tarım yapacak” gibi konuşulsa da ardından Tarım ve Orman Bakanlığından yapılan açıklamaya göre;

 “Yurt dışında tarımsal yatırım yapmak konusunda Tük şirketleri, yani özel sektör nihai karar verici olacaktır. Bakanlık olarak görevimiz, yatırımcı firmalarımıza yatırım yapılacak ülke ortamı hakkında bilgi vermek ve yatırımcıların haklarını koruyacak şekilde hukuki bir zemin oluşturmaktır.

Venezuela'da Türkiye için ayrılan ve “Turkish land” olarak adlandırılan bölgede tarımsal yatırım yapılması ve elde edilecek hasılatın yüzde 70'inin yatırımcıya, geri kalan yüzde 30'luk kısmının da Venezuela'ya bırakılması planlanıyor.”

Velev ki devlet arazi kiralamayacak, özel sektör arazi kiralayıp, üretim yapacak. Rusya-Ukrayna krizinin tarım ürünleri ticaretinde yarattığı sorunlar, artan akaryakıt ve transfer giderleri dikkate alındığında Güney Amerika ülkesi Venezuela’da üretim yapıp Türkiye’ye getirmek ne kadar uygulanabilir ve sürdürülebilir bir “ticari” faaliyettir?

Slogan, politika, icraat ve tutarlılık kavramlarına dikkat çekmiştim. Yerli ve Milli sloganını, tarım alanında hayata geçirmesi gereken Tarım ve Orman Bakanı KİRİŞÇİ’nin binlerce kilometre uzaktaki Venezuela’nın tarımından sitayişle bahsetmesi daha da vahimi tarıma dair çözümü özel sektör eli ile olsa dahi çok uzaklarda araması!

Kendi meralarımız ve tarım arazilerimiz amaç dışı kullanılırken, girdi maliyetleri yüzünden araziler boş kalırken, ülkemizin karnını doyuran çiftçimiz artık kendi karnını doyuramazken çözüm üretmesi gerekenlerin çözümü dışarıda araması ne ile açıklanır bilmiyorum ama “Yerli ve Milli” olmadığı kesin!

Tarımsal üretim ithalata (tabi bu konjonktürde alacak ülke bulabilirsek) tarım politikaları hamasete, çobanlık Afgan sığınmacıya bırakılırken, Türk çiftçisi kaderine terk edildi!

Venezuela’ya buğdaya gitmek evdeki umudu, inancı her şeye rağmen bitmeyen üretim azmini yok eder!

Yıllardır tarımın stratejik önemine dikkat çekerken, bu gün yaşanan sorunların geleceğini yıllar öncesinden uzmanları ve tarafları ile bas bas bağırırken maalesef hiç kimse duymadı! Bütün siyasilerin seçimden seçime, mazot ve buğday taban fiyatları vaatlerine sıkışan tarım, artan gıda fiyatları sonrası bütün ülkenin dikkatini üzerine topladı ama hala politika üretenlerin de uygulayanların da aklını başına topladığına, gerçekçi bir çözüm arayışında olduğuna dair en ufak bir emare yok!

Ayağınız toprağa, eliniz çiftçinin omzuna dokunmadığı sürece tarımda “Yerli ve Milli” olamazsınız.

Assiye Yıldırım

Tarım Yazarı