Ramazan ayında herkese birlik, beraberlik, sabır dilerken bunu söyleyen zatlar tam tersini yapıp ortalığı yakıp yıkıyorlar...

mehmet çatakçı yeni kapak

Mehmet Çatakçı

Ramazan, Müslümanlar açısından bir diriliş, rahmet ve yeniden tazelenme ayı…

Biliyoruz ki din, insan ilişkilerinin tamamını kuşatan, insani ve ahlaki davranışlar yanında tabiat ve eşya ile ilişkileri de düzenleyen bir özelliğe sahiptir. Bu bağlamda din, bir ibadetler bütününden öte inancın gereklerini aynı zamanda hayatın bütün alanlarına yansıtan bir bilinç de kazandırır.

Kur’an’ın pek çok ayetinde de müminlerin gündelik hayatlarında gözetecekleri insani ve ahlaki duyarlılıkları net bir şekilde önermektedir. Dolayısıyla imanın ahlaki boyutu, sadece bireysel davranışları değil, sosyal sorumluluk boyutunu da düzenlemektedir.

Kalp zenginliğini kazanmak açasından önemli bir fırsat olan Ramazan ayı zamanında, Hz. Peygamberin tarif ettiği ‘ahlaklı insan’ olmanın meziyetlerini yeniden keşfetmek içinde büyük bir fırsat. Özü itibariyle barışı, kardeşliği, rahmeti ve merhameti öğütleyen Hz. Peygamber, bu kavramların sadece mücerret iddialar olmadığını, esas itibariyle hayatın gerçekliği haline gelmesini istemiştir.

Maalesef son yıllarda ramazanın ve topyekûn ibadetlerin özünü ve esas itibariyle de hikmetini kaybettiğimiz için dinin kuşatıcı boyutunu adeta perdeleyerek ‘dindarlık anlayışını’ da belli ritüellere hapsetmiş bulunuyoruz.

Belki hep temennide kalacak ama umarız bu ramazanla birlikte Müslüman toplumlar, rahmet dini olan İslam’ı sadece belli ibadetlerle sınırlı dar bir alana hapsetme anlayışından kurtulup sahici bir dindarlık anlayışına erebilirler.

Çünkü sahici bir dindarlık anlayışı, temel insan haklarının korunmasını, insan-kul hakkının gözetilmesini, kadın haklarının korunmasını, ehliyet ve liyakati esas almayı, şeffaflığı ve emaneti ehline teslim etmeyi öngörmektedir.

Kuşkusuz dinin öngördüğü, öğütlediği bu görevlerin muhatabı sadece bireyler değil, daha çok adalet dağıtma makamında olanların, insanların güvenliğini sağlamak ve haklarını korumakla yükümlü olanların omuzlarındadır.