Meclis kapanmadan aceleyle, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören ve “süper izin” olarak adlandırılan maden yasasını, 19 Temmuz’da büyük tepkilere rağmen Meclis’te kabul ettiler.

Termik santrallere yakıt sağlayan maden sahasının genişletilmesi için Akbelen ormanlarını kademe kademe parçalayan YK Enerji, bu yasa sayesinde aynı bölgede bulunan zeytin ağaçlarını yeniden sökmeye başladı.

Bu defa ağaçları üzerindeki zeytinlerle söküyorlar. Hasat dönemi gelen, yeşilden siyaha dönüşen zeytinin toplanmasına bile izin vermediler.

Zeytinliklerin Önemi

Oysa zeytinin önemi, insanlık tarihi kadar eskiye dayanır. Birçok medeniyette, “kutsal” olarak kabul edilen bu ağaç, günümüzde rant adına yok ediliyor.

Zeytinlikler yalnızca tarımsal üretim alanı değil, aynı zamanda ekosistemin devamlılığı açısından hayati öneme sahip doğal yaşam alanlarıdır.

Kök sistemleri sayesinde toprağı erozyondan koruyarak verimliliğini sürdüren bu ağaç, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynar.

Aynı zamanda kuşlar ve farklı türde canlılara ev sahipliği yaparak, biyolojik çeşitliliğe katkıda bulunur.

Son yıllarda yapılan çalışmalar, zeytinliklerin sürdürülebilir tarım için en uygun ekosistemlerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle organik tarım uygulamaları ile birlikte zeytinlikler, çevresel sürdürülebilirliğin temel taşlarından biri.

Şu an ülkemizin su sorununu da göz önünde bulundurarak, kuraklığa dayanıklı yapıları sayesinde Zeytinliklerin su kaynaklarının korunmasına katkısı da tartışılmaz.

Muğla, Akbelen’de süreç nasıl başladı?

2019 yılında Yeniköy ve Kemerköy’de bulunan termik santrallere yakıt sağlayan maden sahasının genişletilmesi için ağaç katliamına girişenler, Akbelen’lilerin direnişi ile karşılaştı. Çok sayıda göz altı ve müdahale ile yerel halk sindirilmek istendi.

YK Enerji’nin 2023 yazında yine yoğun ağaç kesimleri, Köylülerin ve çevre örgütlerin direnişi ile tüm ülkede yankılandı. Akbelen direnişi bir sembol haline dönüştü. Sadece yerel bir çevre mücadelesi olmanın ötesine geçerek, enerji politikaları, iklim krizi, çevre ve yaşam hakkı tartışmalarının merkezine oturdu.

Bu yıl yeni çıkan maden kanunu ile birlikte firmanın, Akbelen’de bulunan zeytinliklerin sökümüne yeniden başlaması bekleniyordu. Ve olan oldu. 24 Temmuz’da kanun Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra beklendiği gibi acımasız katliamı sürdürdü.

Kanuna eklenen geçici bir maddeyle, İkizköy ve çevresindeki 50'den fazla mahalle, kömür istimlak sahası olarak belirlendi. Bu geçici madde, söz konusu sınırlar içinde maden faaliyetleri yürütülmesinin ve zeytin ağaçlarının bu alanlardan taşınmasının da önünü açtı.

Gelinen noktada;

Dün sabah, Akbelen ormanına kamyonlar ve söküm ekipleri girdi. Jandarma, koruması gereken köylülerin toprağına sahip çıkmasını engelleyerek, bölgenin giriş ve çıkışlarını kapattı.

Köylüler, kesime yine tepki gösterdi. Tüm Türkiye’ye seslenerek, dayanışmaya çağırdı. İkizköy muhtarı Nejla Işık ve üç köylü, ağaçları korumak istedikleri için gözaltına alındı.

Akbelen Kamyon

Kesime tepki gösteren ve alana ulaşmaya çalışan köylüler, zeytin ağaçlarının iş kamyonlarıyla taşındığı görüntüleri ağlayarak, sosyal medya hesaplarından paylaştı.

İkizköy direniyor sosyal medya hesabına buradan ulaşabilirsiniz: https://www.instagram.com/ikizkoy.direniyor/

Şirketin açıklaması

Köylülerin isyanına rağmen, katliam yerine Jandarma ekipleriyle gelen firma yetkilileri, yaptıkları açıklamada, “Bölgede herhangi bir ağaç kesimi yapılmadığını, ağaçların taşındığını “iddia etti.

Firma, yaptıkları katliamı “normalleştirmek” için taşınamayan ağaçların yerine “iki katı kadar zeytin ağacı” dikileceğini öne sürdü. Şu ana kadar ise sadece “taşınan 9 zeytin ağacının” yeni dikilen yerinde, “tuttuğunu” da iddia etti.

İnandırıcı değil.

Köylülerin, katliamları duyurduğu, sosyal medya hesabındaki, söküm ve kamyonlara yüklenme videosunu izledikten sonra, şirketin açıklamalarını samimi bulmuyorum.

Kömür çıkarmak için çok değerli ağaçlar ve su havzaları yok ediliyor. Kendi toprağına kötülük edenlerin bir gün ülkelerini de kaybedeceğini düşünüyorum.

Ben bunları düşünürken, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan İkizköy Muhtarı ve aktivist Nejla Işık, herkesi yardıma çağırdı: “Herkesin emeğine çökecekler. Bütün siyasi partiler, bunu istemeyen bütün vatandaşları direnişe çağırıyoruz”

Nejla Işık’ın bu çağrısı yurdun dört bir köşesinde duyuldu. Akbelen direnişi tüm ülkede yankılandı. İstanbul, İzmir ve Eskişehir’de toplanan yaşam savunucuları Akbelen direnişine destek vermeye başladı

Zehra Ninenin vasiyeti: “Bu topraklar bizim, bu ağaçlar bizim”

Akbelen direnişinin en büyük destekçisini geçtiğimiz yıllardan hatırlıyorsunuzdur. Ağaca sarıldığı fotoğrafıyla öne çıkmıştı Zehra Nine.

“Bu topraklar bizim, bu ağaçlar bizim” sözleri ülkede yankılanmıştı. Hepimize sanki ders veriyordu.

Kıyım başlamadan tam bir gün önce 14 Eylül Pazar günü 88 yaşında hayatını kaybetti.

Zehra Nine, toprağa verilmeden iş makineleriyle yeniden girdiler Akbelen’e.