Covid-19’un etkileri dünyada olduğu gibi ülkemizde birçok sektörü etkilemekte. Pandemi süreci ile birlikte kapanmalar dertleri çoğalttı. Özelikle son kapanmada Pazar yerlerinin kapalı olması en fazla çiftçiyi vurdu.

Uzun süredir devam eden döviz ve kur etkileri girdi artışlarının önüne geçilmez duruma getirdi.

Hemen arkasında birbirine bağlı olarak devam eden ve durdurulamayan enflasyon işin tuzu, biberi oldu. En önemlisi ise; gıda enflasyonun durdurulması için en fazla üreticiye baskı yapıldı. Bu arada ne aracıya, ne de perakendeciye hiç bir iş ve işlem yapılmazken; yine bu işlerin faturası üretene ve alın teri döken çiftçiye kesildi.

Birde bunların üstüne; açıklanan taban fiyatlar tamamen yetersiz kaldı. Çiftçinin, üretenin ne maliyetleri, ne de enflasyona karşı direncini artıramadığı gibi borcunuda kapatamadı. Aksine borç üstüne borcu katlanmış oldu.

Hele ki çiftçinin refah payı bu fiyatlar açıklanırken hesaba katılmamış gibi gözüküyor. Şöyle ki çiftçi ailesinin diğer aileler gibi para harcama hakkı ve ihtiyaçları düşünülmemiş.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi birde kuraklık; çiftçiyi umutsuzluk ve çaresizlik ile baş başa bıraktı.

Kuraklığın olduğu İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı illerinde üretim miktarları ciddi oranda azaldı.

Normal bir ekonomide ürün azalırsa değeri artar. Biz biliyoruz ki ürün azaldığı için çiftçinin ürünün değeri artsa bile, yinede daha az gelir elde edecek. Her zaman ki gibi  hiç kimse ona hak ettiği parayı vermeyecek.

Görüldüğü gibi aksilikler geldikçe üst üste geliyor. Allah’ım sen çiftçiye dayanma gücü ve sabır ver. Değilse hepimiz aç kalacağız.

Muhammet OLUKLU

Anadolu İzlenimleri Dergisi Genel Yayın Yönetmeni