Koca bir yılı daha geride bırakıyoruz.2021 yılı üretici ve tüketiciler açısından çok zor bir yıl oldu. Temennimiz şudur ki 2022 yılına güzel girebilelim.

Ne var ki enflasyon la hem ülke olarak hem de bireyler olarak mücadele ediyoruz. Hem Dünya ‘da hem de ülkemizde pandeminin verdiği olumsuz etkileri şu an hepimiz içimizde hissediyoruz.

Üretici ise bu olumsuz etkilerden en büyük yara alanların en ön sırasında geliyor. Üretici 2021 yılında pandemi,  kuraklık ve döviz kurundaki yüksek artışlar nedeni ile ekemedi. Ektiyse de kuraklıktan dolayı yeterince mahsul kaldıramadı. Arpada buğdayda büyük sıkıntılara yol açtı. Bu kez kendi kendimize yetemeyince toplum olarak herkesin dengesi değişti. Buğday, arpa, gübre derken yüksek döviz kurundan dolayı fiyatlar yerinde durmadı. Vatandaş olarak alım gücüde kalmamış oldu. Bunlara bağlı olarak hayvancılıkta üretim yapılamaz hale geldi.   

Hayvancılığın en büyük girdilerinden olan yem fiyatları çekilmez bir hal aldı. Dünya’daki Emtia fiyatlarının yükselmesi iç piyasadaki döviz kuru baskısı damızlık anaların kesilmesine neden oldu.

Geçtiğimiz günlerde USK tarafından çiğ sütün referans fiyatına zam yapıldı. Daha bu zam üreticinin eline geçmemişken birileri süt ve süt ürünlerine yüzde 50 ye varan oranlarda zam yaptı. Üretici; çiğ sütün zam fiyatına sevinemeden bu kez de ardı ardına gelen yem zamlarının altında tekrar ezildi ve üzüldü. Üreticiye verilen çiğ süt referans fiyatı 8 Aralık tarihinden geçerli sayılıp verilen zamın ücretini 2022 yılının Ocak ayında alması beklenirken, gelen zamlar çiğ süte yapılan zamı sildi süpürdü.

Bunun üstüne birde bu sektörü bilmeyen, hamuru ile yoğrulmamış kişiler çiğ süt fiyatına neden zam yapıldı? Sorusunu sorması alın teri ile üreteni derinden yaraladı. Bilmiyor ki üretici olmazsa ayakta kalmaz ise ekmekte bulamayız sütte. Bu yüzden sektörü bilmeyen Tarım Sektöründe yoğrulmamış kişilere lütfen prim vermeyelim verdirmeyelim.

Kalın sağlıcakla…