Yanan sadece ormanlar değil… Ahırlarda da sessizlik var artık. Alevler ciğerimizi yakarken, bir başka yangın da hayvancılığın ortasına düştü: Şap hastalığı!

Anadolu’nun bereketli toprakları, bir yanda alevlerle, diğer yanda hastalıkla sınanıyor. Güzel ülkemizde ormanlar bir bir kül olurken, hayvancılıkla geçinen binlerce aileyi sarsan şap hastalığı da ne yazık ki kapımıza dayandı — daha doğrusu, göz göre göre içeri girdi!

Peki bu felaketin geleceği hiç mi bilinmiyordu?

Dünya Hayvan Sağlık Örgütü, daha hastalık komşularımızda görülür görülmez açıklama yaptı. “Dikkat edin, geliyor” dedi. Ama belli ki ya kimse duymadı ya da duymak istemedi… Çünkü çok değil, geçmişte SAT2 tipi şap da böyle yayılmıştı. Aynı senaryo, aynı vurdumduymazlık.

Şimdi sormak gerekiyor:

Neden önceden aşı üretimine geçilmedi?

Oysa hatırlıyoruz. Önceki dönem Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci döneminde, SAT2 tehdidi ortaya çıkmadan önce yerli ve milli aşı üretilmişti. Bu sayede salgın yayılmadan önlenmişti. Kayıtlar ortada, haberler hâlâ duruyor. Hiçbir şey yapılmasa, o dönem ne yapılmış bakılsaydı bile bugün tablo çok daha farklı olurdu. Bizse her defasında aynı kayaya çarpıyoruz.

Şimdi sorular birikti, yanıtlar ise ortada yok:

Bu hastalık ilk ne zaman çıktı?

O gün elimizde aşı var mıydı? Kaç dozdu, kaçı uygulandı?

Bu yeni tipte ikinci doz ne zaman yapılacak? Eylül mü beklenecek?

Aşıdan kaynaklı ölümler varsa bunun tazminatı ödenecek mi?

Bir başka acı gerçek daha var: Hayvan pazarları süresiz kapatıldı. Peki ne zamana kadar?

Çiftçi ne zaman hayvanını satabilecek, ne zaman yeniden üretime dönebilecek?

Ama en can yakıcı soru şu:

Ülkede hayvan hareketleri yasaklıyken, ithal edilen hayvanlar ülke içinde nasıl serbestçe dolaşıyor?

Bizim çiftçimiz, alnının teriyle üretim yapan Türk üreticisi kıpırdayamazken, elin George’u sınır tanımadan ülkenin her yerine mi gidecek?

Sözün özü; bu sorular, üretenden, besiciden, köylüden, hayvanını hastalıkla kaybeden çobandan, sütü dökülen kadından, pazarı kapalı olan esnaftan yükseliyor.

Ve herkesin sorduğu tek bir soru var:

Şapla yanan ülke hayvancılığı ne zaman toparlanacak?