Her platformda aile çiftçiliğinin önemine dikkat çekiyoruz. Çünkü bütün dünyanın önemsediği ve öncelediği bir konu… Gıda güvencesinin teminatı Aile İşletmeleri… Bu çerçevede TAGYAD olarak, 7 Eylül 2022 tarihinde Terra Madre Anadolu (İzmir) Fuarına bir panel düzenledik. Ülkemizde aile işletmelerinin durumuna, sorunlarına ve çözümlerine yönelik bir söyleşi gerçekleştirdik. Tarım sektörünün tüm paydaşları aile işletmelerinin önemi konusunda hem fikir olmasına rağmen, gelişim kaydedemediğimizi üzülerek belirtmek durumundayım.

Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi GÜRER, Tarım ve Orman Bakanı Vahit KİRİŞCİ tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi verdi. GÜRER verdiği önergede ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısının açıklanmasını istedi. Bakan KİRİŞCİ’nin cevabı; ÇKS’ye 2021 yılında 2 milyon 173 bin kayıtlı çiftçi varken, 2022 üretim yılında Ağustos ayı itibariyle 2 milyon 34 bin 571 çiftçi var.

Bakan KİRİŞCİ’nin cevabının ardından bir açıklama yapan GÜRER; 2003 yılında ülke nüfusu 65 milyonken, çiftçi sayısının 2 milyon 765 bin olduğunu hatırlattı. GÜRER aradan geçen yaklaşık 20 yılda nüfusumuz 20 milyon artarken, çiftçi sayısının 700 binden fazla azalması, ülkemizde insanların tarımdan uzaklaşmak zorunda kaldığının net bir göstergesidir dedi.

Bu tablo da gösteriyor ki artan girdi maliyetleri, köyün sosyolojik koşullarının özellikle gençlerin tercihi açısından cazip olmaması, tarımın kalkınmada gerçek manada yer bulamaması, sanayi ile el ele verememesi gibi birçok neden tarım sektörünü her geçen gün küçültüyor!

Öte yandan ülkemiz seçim atmosferine girerken, geçmişten günümüze değişmeyen, adeta bir gelenek haline gelen, hatta güncel tabiri ile klişeye dönen, çiftçiye yönelik seçim vaatlerini duyacağız! Kalıcı ve sürdürülebilir politikalar yerine, pek de derde derman olmayacak mazot, gübre, tohum, ilaç  gibi girdi maliyetlerini düşüreceklerini, ürün taban fiyatlarını arttıracaklarını söyleyecekler!

Derde derman olmayacak çünkü yıllardır aynı vaatleri duyuyoruz!

Derde derman olmayacak çünkü gerçekçi ve gerçekleştirilebilir değil, Derde derman olmayacak çünkü yara çok derin hatta kangren olmuş siz pansuman yapmaya çalışıyorsunuz!

Derde derman olmayacak çünkü tarım stratejik bir alan, devlet politikası olarak planlanmalı/uygulanmalı,  seçim vaadine malzeme yapılmamalı!

Derde derman olmayacak çünkü çiftçiyi yani insanı merkeze alan bir anlayış içermiyor!

Derde derman olmayacak çünkü hiç biriniz gerçek manada tarımı önemsemiyorsunuz!

Ülkeyi yönetenlere de yönetme iddiası olanlara da bir kez daha söylüyorum; gıda dünyanın en stratejik konusu, en önemli gündemi! Sadece gıda güvencesini sağlamak yetmeyecek, gıda hâkimiyetine sahip olmak gerekiyor, kaldı ki biz gıda güvencesini tam olarak sağlayamamışken. Sorunları biliyoruz, çözüm yolları sır değil, sorun harekete geçmemek. Tarım sektörü her geçen gün küçülüyor, yaş ortalaması artıyor ve maalesef sadece konuşuyoruz, seyrediyoruz!

Çiftçimiz, bütün zorluklara rağmen üretime devam ederken, sesini duyan var mı, gören, fark eden en önemlisi anlayan var mı ona bakmalı ve seçimini planlamadan, stratejiden, üretimden, gerçek manada sektörün önemini ve değerini kavrayandan, samimiyetten ve sahiplenmeden yana yapmalı, tabi varsa?!!