Harika temenniler, güzel mesajlarla başlamıştı 2023 yılı, tıpkı her yeni yıl gibi… Yeni yılı da iyi dileklerle karşılayacağız kuşkusuz… Bu yıl maalesef insanın insana yapabileceği kötülüğün sınırlarını zorlayan utanç verici, vahşet dolu anlarıyla bitiyor!

Filistin’de yaşanan vahşet, kötülüğün rekor denemesiydi adeta. İsrail’in bebekleri, çocukları, kadınları, hastaneleri bombalandığı “savaşın bile bir haysiyeti var” dedirten insanlık adına sadece utanç değil kaygı verici korkunç olaylara sahne oldu ve ne acıdır ki dünya sadece izledi ve hala izliyor! İnsanlık adına, insan olan herkesin utanç duyduğu bu vahşetin son bulması ve sorumluların en ağır cezayı alması umuduyla…

Yılı tamamlarken önemli konulardan biri hiç kuşkusuz önümüzdeki yılın bütçesi; TBMM’de bütçe görüşmeleri devam ediyor. Doğal olarak çiftçinin bütçeden alacağı pay geleceğimiz açısından çok önemli ve tarıma verilen değerin göstergesi!

İklim değişikliğinin olumsuz etkileri, artan girdi maliyetleri, azalan istihdam, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı gibi birçok soruna rağmen üretime devam eden çiftçilerimizin desteklenmesi hayati öneme sahip.

Tarım Kanunu; tarımsal destekleme programlarının finansmanı, bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz (5488 madde 21).

2024 yılı Tarım ve Orman Bakanlığı Bütçesi 283 milyar, 91,5 milyar lira tarımsal destekleme payı! Destekleme; devletçe yapılan para yardımı, sübvansiyon anlamındadır. “Destekleme” sakın destek olma, gibi mi algılanıyor? Bu rakamları görünce böyle düşünmeden edemiyor insan!

Bütçedeki tarımsal destekleme miktarını dikkate aldığımızda, çiftçilerimize verilen mesajın da temenniden öteye gitmediğini görüyoruz. Göz ardı edilmemesi gereken bir gerçeğe dikkatinize sunuyorum; çiftçinin desteklenmesi gıda fiyatlarına yansıması açısından tüm vatandaşları doğrudan ilgilendiren ve etkileyen bir husustur. Tarım yediden yetmişe hepimizin ana gündemi olması gerekirken, maalesef olağanüstü bir gündem yoksa pek de ilgilendiğimiz söylenemez.

İklim değişikliği etkileri, savaş, girdi maliyetlerinin yükselmesi, artan gıda fiyatları gibi faktörler küresel ölçekte tarımın stratejik önemini arttırırken,  ülkemizde yaşanan ekonomik kriz, tarımın gençler tarafından tercih edilmemesi, mevcut çiftçilerin üretimden kopması ülkemiz açısından acil ve hassasiyetle ele alınması gereken bir mesele!

Önümüzdeki yılların güç dengesini belirleyicisi “tarım” olacak; küresel bütün veriler bu teoriyi net bir şekilde ortaya koyuyor. Tarım sektörünü güçlendiren,  gıda güvencesini sağlayan ülkeler dünyanın en güçlü ülkesi olacak! Üreten yoksa gıda yok, gıda yoksa hayat yok!