Havaların ısınmasıyla birlikte kırsal alanlarda doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için önemli bir tehlike daha ortaya çıktı. “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)” hastalığı. Belki bazı kimselerce adı bu şekilde bilinmese bile ölümcül kene hastalığı olarak çok iyi tanınmaktadır. Bahsedilen bu hastalık keneler yoluyla bulaşmakta ve hayvancılıkla uğraşanlar, çiftçiler ve sağlık çalışanlarının yanı sıra özellikle piknikçiler için ciddi bir risk oluşturmaktadır.

Bir virüsün neden olduğu KKKA, hem hayvanlarda hem de insanlarda görülebilen öldürücü zoonotik bir hastalıktır. Hastalık ilk olarak 1944 yılında o zamanki adıyla Sovyetler Birliği'ne bağlı Kırım Yarımadası'nda (günümüzde Ukrayna sınırları içindedir) ortaya çıkmıştır. Daha sonra 1956 yılında Afrika kıtasında, Kongo’da benzer klinik belirtilere sahip vakalar bildirilmiştir. Bu nedenle, iki farklı coğrafyada ilk kez tanımlandığı için, hastalığın adı "Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi" olarak birleştirilmiştir. Kan yoluyla bulaşan bu virüs, gözle zor fark edilen ama ölümcül etkiye sahip Hyalomma cinsi keneler tarafından bulaştırılmaktadır.

Türkiye’de ilk kene vakası (KKKA) 2002 yılında Tokat’ta görülmüştü. Günümüzde hastalık özellikle Karadeniz’in doğusu, İç Anadolu’nun kuzeyi ve Doğu Anadolu Bölgeleri risk taşımaktadır. En çok vakalar ilkbahar ve yaz aylarında, yani kene popülasyonunun arttığı sıcak mevsimsel dönemlerde görülmektedir.

Bu virüsün doğal taşıyıcısı (rezervuarı) sadece keneler değildir. Sığır, koyun, keçi, köpek ve yabani birçok hayvan, virüsü kolayca taşıyabilmektedir. Ancak bu hayvanlarda genellikle hastalık belirtisi görülmez. Yani hayvanlar hasta olmaz ve hasta olmadan kanlarında virüsü taşıyabilir. Bu sırada virüs kenelerin ısırmasıyla kenenin tükürük bezine geçip yerleşir. Daha sonra enfekte olan bu kenenin insanları ısırmasıyla onlara bulaşır. Özellikle sığır, koyun, keçi, domuz ve at gibi evcil hayvanlar, kısa süreliğine virüsü taşıyabilir. Yabani hayvanlardan da tilkiler, kirpiler, yaban domuzları ile özellikle bazı kuşlar (keklik, bıldırcın ve göçmen kuşlar) da virüsün doğadaki dolaşımında önemli katkı sağlamaktadır. Hatta bazı kuşlar keneleri binlerce kilometre uzağa taşıyarak virüsün yeni bölgelere yayılmasına neden olabilir.

Hastalık, sadece kene ısırığıyla geçmez aynı zamanda enfekte hayvanın veya insanın kan ve vücut sıvılarıyla temas sonucu sağlam insanlara bulaşabilmektedir. Hastalık belirtileri ise 1-5 gün içinde ortaya çıkmaktadır. Genel belirtiler: yüksek ateş, baş ve kas ağrıları, mide bulantısı, ishal gibi semptomlardır. Tüm bunların ardından tablo ağırlaşarak ilerlediğinde diş eti ile burun kanamaları, özellikle deri altı ve iç organlarda görülen kanamalar ve karaciğer hasarlarına bağlı bilinç bulanıklığı görülebilir. Maalesef ağır vakalarda da çoklu organ yetmezliği ve ölümle sonuçlanır. Ölüm oranı %5 -30 arasında değişmektedir.

Hastalığın klinik olarak teşhisi kolay değildir. Keneyle temasın yanı sıra bazı kan testleriyle belirlenir. Virüsün varlığı da PCR testiyle ya da antikor tespitiyle doğrulanır. Spesifik bir tedavisi yoktur. Ancak bazı antiviral ilaçların erken dönemde verilmesi çok faydalı olabilmektedir.

Aslında bizlerin bu hastalığa hiç yakalanmaması gerekir. Yani önceliğimiz kenelerden korunmaktan geçer. Bunun için kırsal alanda açık renkli ve uzun giysiler tercih edilmeli, pantolonlar çorap içine sokulmalı, kene kovucu ilaçlar kullanılmalı, eve dönüldüğünde vücut mutlaka keneler açısından kontrol edilmelidir. Eğer sizi ısırmış bir kene görüyorsanız acilen keneyi ya kendiniz veya bir bilen tarafından bir cımbız, ip veya pensle çıkarmanız gerekir. Bunu yapamıyorsanız hiç zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna gidip keneden kurtulmanız şarttır. Hayvan kesimi yapan kasaplar, veteriner hekimler ve sağlık çalışanları ise çalışırken mutlaka eldiven, maske ve gözlük gibi koruyucu ekipmanlar kullanmalıdır. Ayrıca enfekte olmuş kişilerle temas edenler için doktorların tavsiyesi ile profilaktik (koruyucu) amaçla antiviral ilaçların kullanımı söz konusu olabilir.

Sonuç olarak, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, doğayla iç içe yaşayanlar için göz ardı edilemeyecek bir tehlikedir. Sessizce hissettirmeden enfekte kenelerin ısırmasıyla bulaşan bu ölümcül virüs son haftalarda birçok yurttaşımızı kaybetmeye neden olmuştur. Lütfen dikkatli olalım en ufak bir ihmale kapılmayalım.