Kıymetli okurlar, son zamanlarda halkın temel ihtiyacı olan mal veya gıdalarda bir pahalılık, bir fiyat artışı dikkat çekici şekilde seyrediyor. Herkes gibi ben de kendi kendime soruyorum, “bayram değil seyran değil, bu bizim esnaf neden piyasayı kızıştırıyor?” Neden devamlı zam üstüne zam yapıyor? Önceden olsa bahane hazır; döviz-altın artıyor! her şey ondan arttı derlerdi. Artık döviz-altın fiyatları da yükselmiyor, tam tersi düşüyor.

Ee! sebep ne o zaman ? “Pandemi” mi acaba? Şimdi günah keçisi o mu oldu? Hayır arkadaşlar! gerçek cevap ne o, ne de ötekisi. Tek cevap var, o da “ VİCDANSIZLIK”.

Fiyatlarda oynama yapan güruhun tek amacı var, o da devletin, insanların, zorda kaldıkları anda keselerini doldurmak, bu güç durumu kullanarak servetlerine servet katmak, başka bir şey değil. Ne İNSANLIK kalmış ne de AHLAK. Bir şehirde deprem meydana geliyor, bir kısım insan canlarından mallarından olurken, diğer bir kısım onlara yardımcı olacağına, ev kiralarına zam yapıyor. Satacağı malları fahiş fiyatlara çıkarıyor. Deprem için yardımsever insanlar acilen bu kardeşlerimize çeşitli yaşam malzemeleri, battaniye, kıyafet, elektrikli ısıtıcılar, soba vb. gönderiyor. Bazı kendini bilmezler çıkıp bu sobaları, bu malzemelerin bir kısmını kendi çıkarları için satabiliyor. Yakalanıp hâkim huzuruna çıkınca da “nefsime uydum, pişmanım” diyor, kendini kurtarmaya bakıyor bu reziller. Bunu kabul etmek mümkün mü?

Aynı şeyler şimdi özellikle gıda ve ilaç fiyatlarında yapılıyor. Bir yıl önce 5 litrelik ayçiçek yağını 35 TL’ye alırken, şu an 60 TL ve üzerinde bir fiyata satılıyor. Efendim ülkemizin ayçiçek yağı üretimi bunu karşılamadığı için ithal ediliyormuş, ihracatçı firmalar da bu malların değerini yükseltmiş, ondan oluyormuş. Bu arz talep meselesi, zaten her yıl olan bir şey. O zaman soruyorum “bu ürünleri ithal eden başka ülkelerde de aynı şekilde artışlar olmuş mu?” Geçenlerde bir arkadaşım sosyal medyadan paylaşmıştı oradan gördüm. Kendisi Hollanda’da yaşıyor ve orada bu tarz ürünlerde nerdeyse hiç bir fiyat artışı olmadığını yazmış, bir de fotoğraf paylaşmıştı. Hollanda ayçiçeğini kendisi mi yetiştiriyor? Neredeyse tamamını bizim gibi Ukrayna’dan, oradan buradan satın alıyor. Peki, biz niye ekstra fatura ödüyoruz, Hollandalı neden ödemiyor? Bana kalırsa bu iş tamamen kurgu gibi geliyor.

Bakın benzer şeylerden biri de ilaç sektörü. Gerek beşeri, gerekse veteriner ve zirai ilaçlar ya bulunamıyor, bulunan da aşırı yüksek fiyatlardan satın alınıyor. Eczanelerde bazı ilaçlar yok satıyor. Sebebini soruyoruz, “yok ithal ürün, yok üretilmiyor” artık gibi cevaplar alıyoruz. Yine hayvancılık yapanlar da bu işten dertli. Daha düne kadar hayvanların beslenmelerine bağlı bazı hastalıkların tedavisi ve gelişmeleri için kullandıkları A.D.E.K grubu vitamin içeren preparatlar 35-40 TL’ye satılırken bu gün 80-100 TL’ye alıcı buluyor. Tamam, ne yapalım mecburen bu fiyata da alacağız deseniz bile, maalesef ecza depolarında bile yeterli miktarda bulunamıyor. Daha bunun gibi birçok örnek vermek mümkün.

Peki, neden böyle oluyor. Hiç mi elden bir şey gelmez, çok mu karamsar olalım. Hayır, bunlardan korkup bir kenara çekilmek çözüm değil elbette. Zaten birçok devlet kurumu hemen faaliyete geçti. Bu depoculara, bu vurgunculara dur demek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama biz iğneyi önce kendimize batıralım, derim. Yani namuslu, vicdanlı olalım her şeyden önce. Zaten insanlar pandemi nedeniyle işlerini kaybetmiş veya pek çok zorluk içinde yaşıyor. Onlara maddi manevi yardımlarda bulunalım, elimizdeki şeyleri paylaşalım. İsraftan kaçınalım. Marka takıntısı içinde olmayalım. İhtiyacımız olmayan ürünleri de satın alarak gereksiz yere piyasayı yükseltmeyelim. Eğer fahiş fiyattan mal pazarladığını fark ettiğiniz firmalar olursa ihmal etmeden hemen yetkili mercilere bildirelim. Takibini de bizzat yapalım. Aksi takdirde bu devran böyle gelir, böyle gider. Bu milletin ahını alan asla iflah olmaz. O yüzden şunu unutmayalım, Peygamber Efendimizin o kutsi sözlerinde dediği gibi “ Yanı başındaki komşusu açken tok yatan olgun bir insan olmadığı gibi, bizi aldatan da bizden değildir ”. Kalın sağlıcakla…

Hakan KEÇECİ