Geçen yıl bu zamanlar yine kritik bir süreç başladığını ve maalesef pek çok sorunun bizi beklediğini yazmıştım. Bunu ön görerek Şubat sayısında da “Bu sezon tarlaya ürün “Ekelim mi-Ekmeyelim mi ?” diye de sormuştum. Bir yıl aradan sonra yine aynı soruyu sorsam ne dersiniz?

“Bu yıl geçen seneden çok daha zor olacak, çünkü su yok” ” dediğinizi duyar gibiyim.  Araziyi ekip biçmenin birinci kuralı sulamadır ve ülkemizdeki su kaynaklarının yaklaşık %72’si Tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Eğer yeterli suyunuz yoksa elinizden hiçbir şey gelmez. Alternatif bir yol da bulmanız neredeyse imkânsızlaşır. O zaman ne yapacağız?

Sanırım suyu az tüketen bitkilere yönelmek icap edecek gibi. Örneğin nohut, arpa, bazı buğday türleri vs. Ya da toprağın su kaybını engelleyecek, sulamadan maksimum fayda sağlayacak su tutucu bazı polimerleri alıp kullanacağız. Haliyle çiftçi olarak bizlere ek yük getirecek ama hiç değilse arazimizi ekmiş ve boş bırakmamış olacağız.

Nedir bu su tutucu polimerler ve nasıl işe yarar? Size kısaca bahsedeyim.

Bu öyle bir madde ki, kendi ağırlığının yüzlerce katı suyu sünger gibi emdikten sonra jel şekline dönüşür. Sonra yakaladığı suyu bulunduğu ortama yavaş yavaş bırakarak, suyun hızla buharlaşıp gitmesine engel olur. İşte bu özelliği sayesinde suyun kıt olduğu alanlarda veya kurak, sıcak iklimlerde bitkisel üretime katkı sağlar. Böylece toprağın daha az sıklıkla sulanmasına, ekilen bitkilerin su problemi yaşamadan yetişmesine yardımcı olur. Bahsetmiş olduğum su tutucuların yurtdışındaki kullanımları son derece yaygındır. Özellikle az yağış alan yerlerdeki topraklarda yarı hidrofobik kabuklar oluşarak suyun kaybolup gitmesi söz konusu olduğundan toprağın su geçirme özelliği de kaybolur. İşte bu su tutucu polimerler sayesinde toprak suyu bünyesine hapseder ve erozyonu da engelleyebilir. Yine bu maddelerin kullanımı toprak yüzeyinin geçirgenliğini artırarak daha fazla yağmur suyunun toprakta kalmasını da sağlar. Bu tarz ürünlerin kullanımı sayesinde su, gübre, enerji ve işçilik maliyetleri düşer, verim artar ve toprağın ileriki dönemlerde yapılacak ilave iş ve işlevleri de azalır.

Tabi benim yazdıklarım bir öneriden ibarettir. Elbette artı ve eksileri vardır. Ancak iş çıkmaza girdi mi mecburen bir çıkış yolu bulmak gerekir. O yüzden Tarım ve Orman Bakanlığı şimdiden suya ilişkin farkındalığın artırılması ve hassasiyetlerin geliştirilmesi gerektiğini belirterek, yakın zamanda "İçme Suyu ve Atık Su Yönetimi Çalıştayı” düzenlemekte, bu konuya insanlarımızın dikkatini çekmektedir. Elbette bir çalıştay yaparak bu konunun tamamen çözülmesini beklemiyoruz. Fakat bu tarz çalışmaların yanı sıra, su tüketiminin tüm yurttaşlarımız tarafından azami dikkatle kullanılmasının önünü açacak her türlü eylemin yapılmasından tarafız. İnşallah bu günden itibaren afet olmaksızın yağışlar artar da bizler de seviniriz. Güzel günlerin gelmesi dileklerimle.