Türkiye, sadece bir ülke değil; Asya, Avrupa ve Orta Doğu’nun kesiştiği, üç kıtanın kavşağında yer alan stratejik bir güç merkezidir. Coğrafi konumu, askeri kapasitesi, ekonomik potansiyeli, tarihi derinliği ve diplomatik etkisiyle Türkiye, 21. yüzyılın değişen jeopolitik dengelerinde kilit bir rol oynamaktadır.
Avrupa ile Asya’nın birleşim noktası İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı ile enerji ve ticaret yollarının kontrolü Türkiye’dedir.
Orta Doğu, Kafkaslar, Balkanlar, Karadeniz ve Akdeniz’e aynı anda komşudur.
Üç denize (Karadeniz, Ege, Akdeniz) kıyısı olan nadir NATO ülkelerindendir.
Bu özellik, Türkiye’yi enerji koridorları, göç yolları, savaş bölgeleri ve ticaret güzergâhları açısından vazgeçilmez kılar.
Türkiye, doğalgaz ve petrol açısından geçiş ülkesi konumundadır.
TANAP, TAP, Türk Akım gibi boru hatlarıyla Avrupa’nın enerji güvenliğinde kritik rol üstlenir.
Türkiye, İslam dünyası ile Batı dünyası arasında kültürel köprü rolü görmektedir.
Osmanlı mirası ve Türk diasporası aracılığıyla Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya'da tarihi etki alanına sahiptir.
Milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaparak Avrupa için tampon ülke konumundadır.
Göç politikaları, AB ile ilişkilerde pazarlık gücünü artırmaktadır.
Terörle mücadelede hem sınır içi hem sınır ötesi operasyonlar yürüterek küresel güvenliğe katkı sağlar.
Türkiye, bulunduğu konum, askeri gücü, kültürel etkisi ve ekonomik kapasitesi ile yalnızca bölgesel bir güç değil, küresel dengeleri etkileyebilecek stratejik bir aktördür. Değişen dünya düzeninde Türkiye’nin tavırları; enerji güvenliğinden savaş politikalarına, göç krizinden ticarete kadar pek çok küresel gelişmeyi doğrudan etkileme kapasitesine sahiptir. Bu nedenle Türkiye'nin her adımı, dünya stratejileri açısından dikkatle izlenmektedir.